Elbette ki bu mümkün olabilir, çünkü aksini kesin olarak kanıtlayan bir şey yok. Ancak, bu iddiayı destekleyen somut bir kanıt da bulunmuyor.
Materyalist bir bakış açısıyla yaklaşırsak, bizler evrimsel süreç içinde zekası fazlasıyla gelişmiş bir maymun türüyüz. Ancak bu, bizi evrende özel veya ayrıcalıklı kılmaz. Zekamız sadece hayatta kalma ve üreme şansımızı artıran bir avantajdır. Örneğin, çitalar dünyanın en hızlı kara hayvanlarıdır; ama bu, onların özel bir amaçla yaratıldığını göstermez. Hız, onların hayatta kalmasını kolaylaştıran bir evrimsel adaptasyondur. Bizim zekamız da benzer şekilde, doğal seçilim yoluyla avantaj sağladığı için gelişmiştir.
Öte yandan, yaratılışçı evrim görüşünü benimsersek, insanların zekası Tanrı’nın belirli müdahaleleriyle şekillenmiş olabilir. Bu bakış açısına göre, Tanrı doğrudan zekamızı yaratmamış, ancak zekamızı geliştirecek koşulları bilinçli olarak düzenlemiş olabilir. Eğer böyle düşünürsek, evrenin insanlık için yaratılmış olduğu ihtimali doğru olabilir.
Sonuç olarak, bu tür sorulara kesin bir yanıt vermek oldukça zor. Nihayetinde, bilim ve felsefe bu konuda net bir sonuç sunmuyor ve inanç devreye giriyor. Evrenin insanlar için yaratılmış olduğuna inanmak da, bunun sadece doğal süreçlerin bir sonucu olduğuna inanmak da kişisel bir tercih meselesidir.