Her inci inci değildir!
Doğalı var yapayı var.
Yılların damıtılmış ve can bedeli elde edileni var, istiridyesinin etini ziyan pahasına, besili olanı ve mevsimlik hasat edileni de var evcil hayvan misali.
Sevgili İlhan Taşlı nitelik ve nicelik arasındaki ayırımı çok net koymuş. Üstüne ve aynı minvalde belki de eklenebilecek tek şey Ortadoğulu kafasına özgü olarak " miş gibi" manipülatif aparatı. Halk dili ile " Adı var, sanı yok, ses var, görüntü yok."
Bir de bunun üstüne akıl ve bilimden ışık hızı ile uzaklaşan bir eğitimi eklediğimizde kel görünür.
Kadrolaşma, sahte diplomalı akiller, intihal, uzun atlamalı kariyer ve kayyum. Deveye sorma gereği bile bırakmıyor, " Boynun neden eğri" diye.
Akademiyi akademi yapan ilk şey bilimsel temeli değildir. Aksine onu garanti edecek olan akademik özerkliğidir. Bunu ise var edip sürekli kılacak yegane şey bilim camiasının örgütlülüğüdür, sendikalaşma oranıdır.
Bu oran ülkemizde ve abartılı halı ile ne yazık ki yüzde 10 bile değil.
Alın size sağlama: Yüzde 10 örgütlenme, yüzde 10 özerklik , yüzde 10 liyakat , yüzde 10 çağdaş müfredat= Yüzde 10 Bilim
“Hırsızların bile çaldığı” paranın güvencede olacağından emin olduğu ülkenin İsviçre olması boşuna değil: Nüfus 9 milyon, örgütlü insan sayısı 36 milyon.
Yüzde 400. Bilimleri de, akademileri de, demokrasileri de, bireysel hak ve özgürlükleri de, refahları da, huzurları da yüzde 400.
Bizim hesabı varın siz yapın. Sevgiyle...
Kaynaklar
- Profç.Dr. Mustafa Altıntaş. (2002). Yök Ve Hukuk. Yayınevi: Eğitim Sen Yayınları. sf: 607.
- Prof. Dr. Veysel Sönmez. (2023). Eğitim Felsefesi. Yayınevi: Anı Yayıncılık. sf: 306.
- EĞİTİM SEN Sendika, et al. (Sempozyum, 2003). Eğitim Yönetimi Ve Üniversitede Demokratik Yapılanma. Not: Eğitim Sen Yayınları.