Güzel soru: Her şeye gücü yeten değil her şeyi bilen…
Sorum ağırlıklı olarak varlık üzerine ve insanlık tarihinin en eski ve muhtemeldir ki sorgulayan aklın (Felsefe) ilk ve temel sorusu olurdu. Ki bu konuda gerek makro evrende ve büyüyerek gerek mikro evrende ve küçülerek araladığımız her kapı bir diğerine açılıyor. Ötesi, ötesinin ötesi, ötesinin ötesinin ötesi…
Bu nedenle soracağım soru varlık özelinde ve (doğru cevap vereceğinin teminatı ile) bu ötenin öteleri ile ilgili bir soru olurdu:
Varlığını borçlu olduğun şey varlığını neye borçlu?
Neticede her şeyi biliyor olması hem soracağımız soruya doğru cevap vereceğinin teminatı değil hem de soracağımız her soruyu zaten önceden biliyor olacağından ona göre cevapları da hazır olacaktır. Burada karşımıza iki sorun çıkabilir. İlki ilgilinin doğruyu söyleyip söylemeyeceğidir.
İkincisi ise “Eksik Dua” misali bizi oyuna getirip sorduğumuz sorunun incelikleri üzerinden alakasız ( sorunun kendi formatının esnekliğinde kural olarak olağan ancak bizim aradığımız olmayan şeklinde) bir cevap vermeyi tercih edip etmeyeceğidir.
Yine de sorumuzu sorarsak ne kaybederiz…Sevgiyle…