İyinin ve kötünün mutlak olmadığını söylememize yol açan nedenlerin başında ve temelinde yatan nedenlerden biri; bu fiillere bir son çizememek ve ilkelerinde belirsizilik yaşamasıdır insanlığın. Tabii adaletten ayrılarak hukukun doğmasının nedenlerinden biri de budur. Tabii adalet o kadar muğlaktır ki her fiilinizi onaylatabilir ve meşruluğunu kabul ettirebilirsiniz ona. Hukuk kendine ilkeler ve sınırlar çizerek bu adaletten kısmen ayrıldı. Bu fillerin iyi-kötülüğüne; suç-ceza gibi kavramlarla cevap vererek geldi. Yanında bunları belirleyen yasaların “değişebilirliğiyle” elbette!
Tabii adalet içerisinde taşıdığı mitolojik temellerle insanın hiç bir fiil işlemeden ama işleyeceğini varsayarak (ki burada ona hayali de olsa bir son biçer) bile öldürmenin“iyi” olduğunu öne sürüyordu mesela. Bunun için Hızır-Musa kıssasına bakılabilir. Burada olan da bir sonun ve son karar vericin kabulüdür aslında. Sınır ve son belirlemektir.
Günümüzde insanlık bunu, eskiden yapıldığı gibi, mutlak bir bilen ve kendisi ve söyledikleri asla “değişmeyen” kabulü altında değil; kendi koyduğu yasalarla ve gerektiğinde bunları “değiştirerek” yapıyor. Buna vurgu yapıyoruz çünkü iyi olan yasaya uygun olandır. Yasaya uygun olmayan iyi olmaz. Biz iyi ve kötüyü fiil olarak ortaya çıktığında belirleriz ve hatta bunun toplum içerisinde olmasını bekleriz. Yani iyi ve kötü, fiillere ve başkalarına gereksinim duyar. Topluluk olarak yaşamaya gereksinir yani. Toplum da bir arada yaşamak için yasalara ihtiyaç duyar. Yasalara, iyi ve kötüye yani.
İnsan sosyal bir canlıdır ve bu sosyal çevrede iyi ve kötünün ne olduğunu bilmeyi ister. Bu onların toplum olarak yaşaması için gereklidir. Aksi toplumsal kaosa ve orman kanunlarına dönüşüme yol açar. Yani insan yasalara ihtiyaç duyar ve yasalar iyi ve kötüyü belirler. Yasalar değişir, iyileştirilir ama muğlaklık bırakmaz. Yani “insan hakları iyi midir, kötü müdür? Bilemeyiz. İyi yanı da kötü yanı da olabilir” Demez. “İnsan hakları iyidir ve iyileştirmeye devam edilmelidir” Der. “Kadın hakları iyi midir?” Demez. “İyidir. Gerektiğinde değişikliklerle daha da iyileştirmeli” der.