Bildiğim ve üzerine düşündüğüm bir yerden sormuşsunuz, hemen cevaplayayım. Herhangi bir nesne sadece belli bir frekanstan gelen ışığı emer. Başka bir maddenin ışık seçimi başka olacaktır. Işıkla kimya arasında doğal bir yansıtma ilişkisi vardır. Gama ışınları gibi bazı frekansları tüm nesneler emer. Eğer gama ışını veren bir el fenerimiz olsaydı, çıkardığı ışık, yolu üzerindeki hava tarafından emilirdi. Uzaydan gelen ve dünyanın atmosferinden çok daha uzun bir yolculuk yapan gama ışınlarıyla, nükleer silahlar gibi bazı nesnelerin çevreleri dışında çok karanlık olacaktır. Eğer gökadamızın merkezinden gelen gama ışınlarını görmek istiyorsanız, aygıtlarınızı uzaya göndermeniz gerekir. X ışınları, morötesi ışık ve kızılötesi frekansların çoğu için de benzedi bir durum söz konusudur. Öte yandan görünür ışık birçok nesne tarafından emilmez. Örneğin hava genelde görünür ışığa karşı geçirgendir. Dolayısıyla, görülebilir frekanslardaki ışıkta görebilmemizin nedenlerinden biri, bunun atmosferi geçerek bulunduğumuz yere ulaşabilecek türden bir ışık olmasıdır. Gama ışınlarının her yeri kapkaranlık yaptığı bir dünyada gama ışınıyla gören gözlere sahip olmak pek de işe yaramayacaktır. Demek ki doğal seçilim işini iyi bilmektedir. Görünür ışıkta görmemizin diğer nedeni, güneşin enerjisinin çoğunu bu şekilde göndermesidir. Gerçekten de insanın gözünün en duyarlı olduğu olduğu ışık güneşin en parlak olduğu tayfın şarkı bölgesindeki frekanstır. Çok sıcak bir yıldız , ışığının çoğunu morötesi, çok soğuk bir yıldız ışığının çoğunu kızılötesi frekansta yayar. Ancak bazı yönlerden ortalama bir yıldız olan güneş ışığının çoğunu görünür frekansta yayar.