Mecburuz da ondan!
Bu mecburiyetin kökeninde ve genetik olarak türümüzün ortaklaşmacı zorunluluğu yatar. Toplumsal varlıklar ancak bir zincir oluşturabildiğinde varlıklarını sürdürebilirler ve bir zincir en çok en zayıf halkası kadar güçlü olabilir.
Hal böyle iken zincirin kopmaması için her halka (Her ne kadar bugün kültürel evrimimiz kimilerini bundan azade kılmış gibi görünse de) hem dayandığı halkaya hem de en zayıf halkaya kopmayacak kadar ve kendinden güç transferi yapmak zorundadır.
Bunun toplumsal karşılığı bazen dayanışma bazen de yardımlaşma adını alsa da genelde iyilik (karşılık beklenmeden yapılan anlamında ve fakat dolaylı bir karşılığı var) olarak ifade edilir.
Kendini bundan muaf tutanlara, tutabileceğini sananlara zum yaparsak aslında onların da dolaylı olarak bu sürecin içinde ve ikinci, üçüncü veya dördünce elden yer aldığını fark ederiz. Hem de ayrıştırıcı ekonomik sistemlerin bu doğamıza yönelik tüm düşmanca tercih dayatmasına, yozlaştırıp yabancılaştırmasına rağmen.
Kaynaklar
- Michael Tomasello. (2014). Neden Ortaklılar Kurarız. Yayınevi: ALFA Yayınları. sf: 134.
- Yuval Noah harari. (2017). Hayvanlardan Tanrılara Sapiens (İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi). Yayınevi: Kolektif Kitap. sf: 412.