Zihnimiz bir film projektörü gibi: gün içinde elde ettiği verileri kare kare belleğe kaydediyor. Bu veriler arasında kitapta okuduğunuz karakterlerin yüz ifadelerinden tutun da hikâyenin geçtiği distopik şehrin puslu sokaklarına kadar pek çok şey bulunabiliyor. Ancak "Kitap okumak rüyaları daha net ve gerçekçi gösteriyor" tezine gelince iş biraz farklılaşıyor, çünkü yapılan araştırmalar genellikle görsel içeriklerin (mesela televizyon veya film) rüyalarda daha belirgin izler bıraktığına işaret ediyor.[1] Elbette okuduğunuz bir romandaki atmosfere kendinizi tam anlamıyla kaptırırsanız, rüyanızda o dünyayla ilgili kareleri yakalamanız da gayet olası.
Yine de netlik ve gerçekçilik konusunu biraz daha net bir şekilde açıklamaya çalışalım. Diyelim ki rüya salınım fonksiyonunu şeklinde tanımlıyoruz. Burada uykuya daldıktan sonraki zamanı, ise hayal gücünün etkileşime açık başlangıç düzeyini simgeliyor. Basit bir modelde şu şekilde yazabiliriz:
burada , beynin dikkat dağılma hızını; ise okuduğumuz kitaptan etkilendiğimiz "zaman damgasını" temsil ediyor. Kitap okumak, değerini artırabilir, çünkü beyninizin hikâyeye dalmasıyla hayal gücü motorunuz bir nevi "ısıtılmış" hale geliyor. Ancak görsel medya gibi doğrudan göze hitap etmediğinden, katsayısı daha hızlı devreye girebiliyor ve kitaptan esinlenen düşler bazen daha az belirgin kalabiliyor.
Tabii burada bireysel farklılıklar da devreye giriyor. Nasıl ki bazı insanlar çikolata yediğinde mide ağrısına eğilimli, bazısı da fazlasıyla keyif alıyorsa, kitap okumakta da aynısı geçerli. Kimi okur hikâyeye kendini öyle bir kaptırır ki, rüyasında roman kahramanlarıyla kahve içip sohbet ettiğini anlatır; bir diğeri aynı kitabı okurken uykuya dalmadan önce unutup gider. Öte yandan, fantastik ya da bilimkurgu metinleri okumanın, realist veya akademik kitaplardan daha 'renkli' rüyalar oluşturduğu da zaman zaman gözlemlenebiliyor. Yani tıpkı "Okunan roman, rüya evreninde bir aksiyon filmi efektine dönüşür mü?" misali senaryolara sahne olabiliyor.
Gece yatmadan önce kitap okuyarak rüyalarımızı kesinlikle "daha net ve gerçekçi" hale getireceğimizi söylemek zor yani işin özü. Ama en azından, kurgunun zenginliği ve rahatlamanın etkisiyle, hafızanın depo odalarından yeni imgeler çıkma ihtimali artabilir. Görsel medyanın bu konuda daha güçlü bir etki bıraktığını gösteren araştırmalar mevcut evet ama "Okumadan yatınca rüyalarım hayalete döndü, bir şey göremez oldum" diyenler de var, "Okudum, rüyamda bambaşka diyarlara gittim" diye anlatanlar da. Son tahlilde beynimizin çalışma sistemini net bir şekilde gösteren sihirli bir formül yok; ama hayal perdesini sevgiyle beslediğimizde, rüya sahnemizin de bir o kadar zenginleşeceği su götürmez bir gerçek.
Kaynaklar
- A. Diushekeeva, et al. (2024). Impact Of Pre-Sleep Visual Media Exposure On Dreams: A Scoping Review. Brain Sciences, sf: 662. doi: 10.3390/brainsci14070662. | Arşiv Bağlantısı