Kısaca bunun cevabı evet.
Uzunca açıklamak gerekirse kütlesiz fotonların hızı (ve bunların taşıdığı elektromanyetik dalgalar da) evrendeki kütleliler için yaklaşılabilir ama erişilemez hız sınırı olan ışık hızını belirler. Günümüzdeki fizik bilgimiz dahilinde hiçbir eylemsiz referans sistemine göre ışık hızını aşamayız. İki cisim birbirine göre göreli olarak ışık hızını aşabilir ama bu sefer biri diğer cismin hızını tespit edemez çünkü diğer cisimden gelen ışık gözlemciye ulaşamaz. Gözlemlenebilir evren kavramının olmasının sebebi bir nevi budur.
Evrenin kendisi ise temelinde uzay-zaman dokusu ve bunun üstüne kurulu kuantum alanlarından oluşur. Evrenin içindeki her şey bunlara tabidir ve varoluşları bunlara bağlıdır. Evrenin kendisi ise var olmak için bir şeye ihtiyaç duymaz. Bu yüzden ışığın hızına bağlı olmadan (ki zaten ışığın hızını da evrenin kendisi belirler) daha büyük bir hızla hatta daha da hızlanarak genişleyebilir.
Evrenin bu kadar hızlı genişlemesini de şu şekilde açıklayabiliriz: Eğer uzay-zaman dokusu evrenin sadece uç noktalarında genişleseydi galaksiler birbirinden uzaklaşmazdı. Uzaklaştıklarını bildiğimiz için evrenin dokusunun her noktasında aynı anda genişlediğini söylebiliriz. Şuanki bilgimizle evren bildiğimiz tüm gerçeklik olduğu için (yukarda açıkladığım gibi evrenin kendi başına var olmasından kaynaklı) bir nevi evren kendi içine genişliyor diyebiliriz. Bu genişleme sürdükçe genişleyebilecek yeni noktalar meydana geliyor ve bir döngü halinde artarak devam ediyor. Bir yerden sonra yeterince uzak iki nokta arası o kadar hızlı genişliyor ki ışık noktalardan birinden yola çıktığında yolda geçen zaman sırasında iki noktanın birbirine göre göreli uzaklaşma hızı ışık hızından fazla oluyor.