Her sona yönelik temel reddedişimizin bilimsel alanda yansıması!
Bizler tür olarak bir tek mutlu biten filmlerdeki son olayını severiz. Onun dışındaki her son nokta anlamına gelir ve türümüz evrimsel gelişimi ve bugün ulaştığı aşama itibarı ile noktaları çok da seven bir tür değil.
Ölüme yönelik onca “devam” içerikli alternatif sununun kaynağı ve dayanağı ne ise her alanda “devam”a dur diyene karşı temel reddedişimizin temelinde de aynısı yatar.
Bu kötü mü? Elbette hayır. Medeniyetimizi biraz da buna borçluyuz. Ancak bize yol açması gereken temenni-niyet-beklenti-inanç vb. bizi yönetmeye başlarsa, işte o zaman asıl bize dur diyen o olur. Ancak biz yönettiğimiz sürece itici bir motor olarak bu duyguyu neden kullanmayalım.
Kara deliklere gelince: İçi, ardı, ötesi tam bir muamma. Özetle bilmiyoruz…Ancak bunun çok uzun süreceği kanısında değilim. Sadece aklıma takılan ile yetinmek isterim: Şayet gözlemleyebildiğimiz taraftan yuttuğu her şey kütlesini arttırıyor ise, korkarım ki öte taraftan çıkış yok gibi görünüyor…Belki de hesaplamalarımız hatalı. Kim bilir..!