Bu soruya cevap verirken, iki önemli kavram üzerinden düşünmek faydalı olabilir: refleksif tepkiler ve kontrollü tepkiler.
İlk olarak, refleksif tepkiler genellikle beynin "otomatik" dediğimiz tepkileridir. Örneğin, diz kapağımıza vurulduğunda ayağımızın istemsizce hareket etmesi ya da çok sıcak bir şeye dokunduğumuzda elimizi aniden çekmemiz, reflekslere dayanır. Bu tür tepkiler bizim bilinçli kontrolümüz dışında gelişir ve hızlı bir şekilde sinir sistemimiz tarafından gerçekleştirilir.
Öte yandan, kontrollü tepkiler daha bilinçli eylemlerimizi kapsar. Mesela, bir soruya cevap verirken kelimelerimizi seçmek, ya da bir çiçeğin kokusunu bilinçli olarak almak, bunlar hep kontrolümüz altındaki eylemlerdir.
"Zevk sırasında inlemek" ya da ses çıkarmak, bu iki kategori arasında bir yerde durur. Bu tür tepkiler, vücudun haz aldığı anlarda ortaya çıkabilir ve kısmen refleksif bir doğaya sahiptir. Beynimiz haz aldığında, sinir sistemimiz bazı sinyalleri "Otomatik" olarak işler. Bu sinyaller, otonom sinir sistemimiz aracılığıyla nefes alış verişimizi hızlandırabilir, kaslarımızı kasabilir veya gevşetebilir, hatta ses tellerimizi harekete geçirebilir. Bu yüzden, zevk anında inlemek ya da derin nefesler almak genellikle refleksif bir yanıt olarak görülür. Bunu bazen fark edemeyebiliriz bile.
Ancak burada kontrol de devreye girebilir. Eğer kişi bilinçli olarak ses çıkarmamaya odaklanırsa, bu tepkilerini bir nebze olsun baskılayabilir. Bu yüzden, inlemek ya da ses çıkarmak tamamen istemsiz değildir, ama aynı zamanda tamamen Bu soruya cevap verirken, iki önemli kavram üzerinden düşünmek faydalı olabilir: **refleksif tepkiler** ve **kontrollü tepkiler**.
İlk olarak, **refleksif tepkiler** genellikle beynin "otomatik" dediğimiz tepkileridir. Örneğin, diz kapağımıza vurulduğunda ayağımızın istemsizce hareket etmesi ya da çok sıcak bir şeye dokunduğumuzda elimizi aniden çekmemiz, reflekslere dayanır. Bu tür tepkiler bizim bilinçli kontrolümüz dışında gelişir ve hızlı bir şekilde sinir sistemimiz tarafından gerçekleştirilir.
Öte yandan, **kontrollü tepkiler** daha bilinçli eylemlerimizi kapsar. Mesela, bir soruya cevap verirken kelimelerimizi seçmek, ya da bir çiçeğin kokusunu bilinçli olarak almak, bunlar hep kontrolümüz altındaki eylemlerdir.
Zevk sırasında inlemek ya da ses çıkarmak, bu iki kategori arasında bir yerde durur. Bu tür tepkiler, vücudun haz aldığı anlarda ortaya çıkabilir ve kısmen refleksif bir doğaya sahiptir. Beynimiz haz aldığında, sinir sistemimiz bazı sinyalleri "otomatik" olarak işler. Bu sinyaller, otonom sinir sistemimiz aracılığıyla nefes alış verişimizi hızlandırabilir, kaslarımızı kasabilir veya gevşetebilir, hatta ses tellerimizi harekete geçirebilir. Bu yüzden, zevk anında inlemek ya da derin nefesler almak genellikle refleksif bir yanıt olarak görülür. Bunu bazen fark edemeyebiliriz bile.
Ancak burada kontrol de devreye girebilir. Eğer kişi bilinçli olarak ses çıkarmamaya odaklanırsa, bu tepkilerini bir nebze olsun baskılayabilir. Bu yüzden, inlemek ya da ses çıkarmak tamamen istemsiz değildir, ama aynı zamanda tamamen kontrolümüzde olan bir şey de değildir. Bir nevi, yarı-refleksif diyebiliriz. Örneğin, bir spor müsabakasında sakatlandığında ağrı hisseden bir sporcu, acıdan dolayı aniden bağırabilir (refleksif), ama bazen de çevresindeki insanlara, duruma göre bu tepkisini bastırabilir ya da sesini daha kontrollü çıkarabilir.
Bu ikili yapı insan bedeninin karmaşık işleyişinden kaynaklanıyor. Bir yanımız içgüdüsel tepkilere yönelirken, bir yanımız da bilinçli hareket etmeye çalışıyor. olan bir şey de değildir. Bir nevi, yarı-refleksif diyebiliriz. Örneğin, bir spor müsabakasında sakatlandığında ağrı hisseden bir sporcu, acıdan dolayı aniden bağırabilir (refleksif), ama bazen de çevresindeki insanlara, duruma göre bu tepkisini bastırabilir ya da sesini daha kontrollü çıkarabilir.
Bu ikili yapı insan bedeninin karmaşık işleyişinden kaynaklanıyor. Bir yanımız içgüdüsel tepkilere yönelirken, bir yanımız da bilinçli hareket etmeye çalışıyor.