insan kendisini tamamlayan, kendini en iyi şekilde ifade etmesini sağlayan ve kendini özgürleştiren bir aşk bulduğunda yarım kalmış veya tamamlanmış bile olsa eskiye dair ne varsa önemsizleşir, unutulur.
insan kendisini tamamlayan, kendini en iyi şekilde ifade etmesini sağlayan ve kendini özgürleştiren bir aşk bulduğunda yarım kalmış veya tamamlanmış bile olsa eskiye dair ne varsa önemsizleşir, unutulur.
Öncelikle unutamamış olmanız son derece doğaldır. Kendinizi unutamadığınız için kötü hissetmenize gerek yok. Unutamadınız çünkü beyin yarım kalan şeyleri tamamlamaya programlıdır. Tamamlayamadığı sürece de yarım kalıyor, unutamıyorsunuz.
Aşkınız yarım kalmışsa rüyalarınıza girecektir, sürekli iç/dış monologlar yaşayacaksınızdır ve bazı günler o aklınızdan hiç çıkmayacaktır. Bütün bunlar beyninizin sizin hayatınızı yoluna sokma çabasıdır. Endişelenecek bir şey yok, çünkü bunlar başınıza geliyorsa beyniniz onu unutmaya çalışıyordur ve muhtemelen sonunda hikayeniz tamamlanmış gibi hissetmeseniz bile beyniniz hayatınızı öyle ya da böyle yoluna koyacaktır. Eğer yarım kalan hikayeyi tamamlayabilirseniz.
En güzel çözüm kendinize odaklanmaktır. Acınızı yaşamaktan çekinmeyin, hatta imkanınız varsa onunla iletişime geçin. Bazı şeylerle cesurca yüzleşmediğiniz sürece yarım kalmışlık hissi devam edecektir. Bu yüzleşme kendi kendinize de olabilir, eğer onunla konuşamıyorsanız. Önemli olan kafanızda bitirmek. Kabul etmek, kabullenmek. Umarım başa çıkabilirsiniz.
Evet aynısını ben de daha evvel yaşadım, aslında bu sorunun cevabını hem kendi deneyimlerime dayanarak hem de New Hampshire Üniversitesi'nde yer alan tavsiyelere dayanarak vermek istiyorum. Öncelikle geçmiş ilişkiniz hakkında derin analizlere ve düşüncelere dalmayın, gelecek hakkında olumsuzluklara kapılmayın, elinize ileride hem ilişki konusunda hem de başarı konusunda birçok firsat geçeceğinin farkında olun ve hayatın hala devam ettiğini bilin. Sağlıklı beslenmeye, uyku düzeninize dikkat edin. Kendinize yeni bir rutin oluşturmak bu aşamada faydalı olabilir. Buraya kadar verdiğim bilgilerin hepsi New Hampshire Üniversitesi'nden alıntıydı.[1] Kendim ekleme yapacak olursam kesinlikle ayrıldığın kişinin fotoğraflarına veya anılarınıza bakma, kavga ederek ayrılmadıysanız bile sosyal platformlardan engellemeni öneririm. Fiziksel bir anınız veya hediyesi varsa bunları ya kolayca erişemeyeceğin bir yere kaldır ya da tamamen yok et. İleride birçok ilişkin olabileceğinin farkına var ve geçmiş ilişkini veya ilişkilerini birer deneyim olarak nitelendir. Bu saydıklarımı dikkate almazsan bu aşamada sorunlar yaşayacağını düşünüyorum, ayrıca bu yaşadığın ayrılık depresyonu tetikleyebilir. Kendini hayattan soyutlama, birşeyler yapmak için kendini zorla ve yeni hobiler keşfet.
Sorunuza bilimsel bir bakışla cevap verebilmek için aşkın tanımını ya da önemini özetlememiz yeterli ama bu sizin için cevap teşkil eder mi ya da eğer şu an bir aşk acısı içerisindeyseniz size nasıl bir etki yapar bunu öngörmek olanaksız. O nedenle aslında bilimsel olarak cevaplanamaz bir soru sormuş durumdasınız.
Aşk kişinin, kendi geni ile birleştirmeye uygun gördüğü geni gördüğünde duyduğu mutluluk ve coşku hâlidir. Şu gen o kadar harika ki kendi genimi bu genle birleştirebilirsem genim daha iyi, daha kusursuz olur ve varlığım iyiye giderek devam edebilir.
Bu tanıma -ve konuya bilimsel olarak- bakarsak aşk acısı çekmek, inanılmaz seviyede boş, anlamsız ve gereksiz bir şeydir. Çünkü insan dediğimiz evrim aşaması, çok fazla bileşenden, genden, fiziksel ya da zihinsel bileşenden oluşan, karmakarışık bir yapı. Bu karmaşada, insanın kendine uygun olarak gördüğü geni bulması gerçekten zor ve coşku yaratabilecek bir şey. O nedenle aşk dediğimiz duygu gayet mantıklı ve anlaşılır bir şey ama bu karmaşa aynı zamanda, başka sayısız harika gen bulmanın da garantisi gibi bir şey. Yani gayet nahoş ve duygusuz görünebilecek bir yaklaşımla, başka milyonlarca gen var etrafta dersek aslında evrimsel ve bilimsel olarak hiç de yanlış bir öneride bulunmuş sayılmayız. Esas mesele gen, üremek, varlığını devam ettirmek ise yani gayet bilimsel ve evrimsel ise duygular gayet yanıltıcı ve sahtedir aslında. Duyguların faydaları vardır, teşvik mekanizmalarıdır her biri evet ama faydaları kadar zararları da vardır. İstediği genle birleşemediği için intihar eden bir insanı sağlıklı olarak değerlendirmek zordur ve bunu ona yaptıran şey duygular ve sanrılardır. Ben burada size, nahoş bir ifade ile "o gen olmuyorsa diğeri var, boşver" dersem bu antipati yaratacaktır ama intihara niyetlenen biriyle karşılaştığında bu öneride bulunmayacak tek bir insan yoktur.
Buna göre aşk gayet faydalı, anlaşılır, bilimsel bir olgudur ama eğer aşk, bireye zarar verici etkiler yaratıyor ise onu ortaya çıkaran dinamiklerin hayli bencilce, hayli evrimsel, hayli matematik kaynaklı olduğunu hatırlamak işe yarayabilir. İki genin birbiri ile birleşmeye niyetlenmeleri düşünce ve duygu sahibi her tür için heyecan vericidir, bu normal. Ama abartmamak lazım. Aşkı da tüm duygular gibi tadında ve var oluş amacına uygun yaşamak en güzeli.
Ne kadar unutmaya çalışırsanız o kadar hatırlayacaksınızdır. Yarım kalan aşk, bilinçaltınıza ve rüyalarınza girecektir bu yüzden bunu dışarı sürekli ifade edin zira bir düşünce zihinden ifade edildikten sonra bilinçaltında daha fazla kalmaz. Kendinizi unutmak için sıkmayın, günlük hayatla ilgilenin bir bakacaksınız çoktan unutmuşsunuz! Aşık olduğunuz Kişiye Ait, parfümleri ve onu hatırlatacak renklerden unutana kadar uzak durun zira bunlar <özellikle koku> size aşık olduğunuz kişiyi tekrar hatırlatacaktır ama ben size yinede söyleyeyim unutmuş olsanız dahi bir şekilde tekrardan aklınıza gelecektir zira kaçış yok! Aşık olduğunuz için bir lanete uğradınız ve lanet ömür boyu etkisi sürecek, lanetin verdiği acı ne kadar çok sevdiğinize bağlı eğer az ise daha az acı verecektir, çok ise daha fazla acı verecektir! Lanet bazen uzun süre uykuya dalabilir ama gerekli şartlar sağlanmışsa tekrar ortaya çıkar bu seferde hüzün etkisi bırakır ve sizi depresif hâle sokar dolasıyla aşk acısı geçmezdir.
Bilgisayarda hard diskteki verileri silmek istediğinizde yaptığınız silme işlemi aslında verileri tamamen silmez, bazı programlarla o veriyi geri getirebilirsiniz. Fakat eğer o verinin hard diskte kapladığı yere yeni bir veri kaydederseniz (overwrite), önceki veri gerçekten tamamen silinir. Bilmem anlatabildim mi?
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.