Ne kadar çok şey bilir ve görürsen, bildiğin ve gördüğün şeylerin değerlerinde doğru orantıda bir azalma olur.
Basit bir örnek vereyim; babam yıllarca köylerindeki bir şelaleye aşık kalmıştı sürekli ondan bahseder oraya sık sık giderdi. Babamı Türkiye turuna çıkarıp özellikle Akdeniz Bölgesinde yer alan birçok enfes şelaleyi gezdirdikten sonra babam evimize döndüğümüzde artık köyündeki şelaleden bahsetmez olmuştu.
Çünkü artık dünyada köyündeki şelaleden çok daha güzel ve büyük yerler olduğunu biliyordu, yani köydeki şelale öyle önemli bir yer değildi sıradan ve hatta bir nebze çirkindi artık.
Arthur Schopenhauer'in İnsan Doğası Üzerine kitabı bu konuyu muazzam bir şekilde açıklıyor.
Bilim alanında çalışma yürüten insanlarda da benzer bir şeyler gerçekleşiyor, gördükleri o şeylere öyle derin kapılıp gidemiyorlar. Modern bir filozofun dediği gibi; "Din boş zamanın efendisi, tembellerin yoldaşıdır."
Kaynaklar
- Dr. Zehra Vahapoğlu. (2021). Arthur Schopenhauer’in Düşüncesinde Mutluluğun İmkâni Problemi. dergipark. | Arşiv Bağlantısı