Aslında sorulması gereken soru şu insan neden anlam arayışı içindedir? Evrimsel açıdan baktığımızda gelişen beyin neden-sonuç döngüsüyle örülmüştür. Örneğin yağmur yağarsa ıslanırsın, ıslanırsan üşürsün, üşürsen ısınmak için ateş yakarsın gibi hep bir nedensellik var. Herşeyin bir nedeni olması nedensellik örüntüsü insanın; yaşamının da yaşamın anlamının da nedenselliğini sorgulamaya itmiştir aslında bu en basit örüntü ile en karmaşık olanı bulamayan insan evrimsel süreçte mistik ve ispatlanamayan dış faktörlere inanma gereği duymuştur zira cevap bulamadığı bir nedensellik vardır ortada ve hala cevap bulamamıştır bu bence cevap bulunamayacak bir sorudur çünkü bu soru neden sonuç örüntüsü ile cevaplanamaz tanrıya inanıyor musunuz demek atıyorum internete inanıyormusunuz demek gibi saçma bir sorudur belkide.. zira İnternetin var olduğunu bilirsin ama ona inanmazsın. Kendinden güçlü olan bir yaratıcıya inanma ihtiyacı evrimsel süreçte kendinden güçlü olana sığınma, korunma ve yaşamak için ihtiyaç duyan insanın hayatta kalma iç güdüsünün, korunma iç güdüsünün bir tezahürüdür diye düşünüyorum.