Bu şu anda bilinmiyor ve daha uzun bir süre bilinemeyebilir. SARS gibi yıllar önce olup bitmiş hastalıkların bile kökeni tam olarak bilinemiyor; ancak çok güçlü adaylardan söz etmek mümkün. İzah edeyim:
Wuhan koronavirüsünün (SARS-CoV-2'nin) de parçası olduğu betakoronavirüsler, yarasa kökenli virüslerdir; yani aslen yarasalarda bulunan koronavirüslerin evrimleşmiş torunlarıdır. Örneğin SARS'ın, özellikle de Rhinolophus sinicus türü yarasalardan köken aldığı düşünülmektedir.
Virüslerin köken aldığı canlılara virüs rezervuarı adı verilir. Ancak insanlara virüsün bulaşma kaynağı her zaman ana rezervuar olmayabilir; aracı hayvanlardan da bulaşabilir. Örneğin SARS insanlara misk kedileri aracılığıyla, MERS ise tek hörgüçlü develer aracılığıyla bulaşmıştı. En azından, en olası kaynakların bu hayvanlar olduğu düşünülüyor; çünkü dediğim gibi, virüslerin ana kaynağını her zaman hatasız olarak bilmek mümkün değil.
SARS-CoV-2'nin ana kaynağının ise çok-bantlı bungarus (Bungarus multicinctus) olarak bilinen, aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz yılan türü olduğu iddia edilmişti. Ancak güncel veriler, bunun pek de mümkün olmayabileceğini gösteriyor.
SARS-CoV-2'nin genomik analizi, Rhinolophus sinicus türü yarasalardan alınan genomlara %80 civarında benzemektedir. Yapılan bir diğer çalışmada, R. sinicus'un yakın akrabalarından Rhinolophus affinis türü yarasalardan örnekler alınmış ve SARS-CoV-2 genomunun bu genom ile %96 oranında benzeştiği ileri sürülmüştür.
7 Şubat 2020'de Çinli araştırmacılar, SARS-CoV-2'nin genetik sekansının pangolin adı verilen bir hayvandan aldıkları genlerle %99 oranında örtüştüğünü bulduklarını ilan ettiler; ancak akademik çalışmalarını henüz yayınlamadılar.
Bu nedenle henüz ana kaynak net değil; ancak en olası adaylar arasında yarasalar ve pangolinler bulunuyor diyebiliriz. Bu konuda araştırmalar devam ediyor. Virüsün evrimsel kökenine yönelik çalışmalar da devam etmekte ve her yeni bulguyla netlik kazanmaktadır.