Bazı kişilerin bazı şeyleri yorumlarken kendi bilinçlerini (benliklerini) devre dışı bırakarak yorum yaptıklarını görüyoruz. Oysa ellerinde birşeyleri anlamak, düşünmek için benliklerinden başka hiç bir şey yoktur. Böyle bir bakış açısının anlamın kaynağını olan benliklerini/bilinçlerini anlamsız kılarak veya devre dışı bırakarak doğruya erişebileceklerini söylemek imkansızdır.
Bunun neden yanlış olduğunu basit bir örnekle gösterelim. Ben bir elmanın tadını sevsem birisi bana çıkıp dese ki senin elmanın tadını sevmen sana verdiği minerallerden vitaminlerden dese bunu kabul edebilir misiniz??? Ben elmanın o kendine has tarif edilemez aromasını sevdim oysa. Mineralinden vitaminin de bana ne demez misiniz. Minerali vitamini size fayda sağlayacak olsa da sizin sevdiğiniz şey bilinciniz/benliginiz için salt elmanın tadıdır. O halde benliğinde ki durumu/anlamı bırakıp da sadece evrimsel faydaları ile bir şeyi anlamaya yorumlamaya çalışanlar yanılıyorlar. Çünkü benlikleri için durum zaten başkadır.
Bu durum iyilik yapmayı sadece pragmatik olarak tanımlamaya benzer. İyilik yapmanın benliklerdeki o derin 'hoş hissinden' ('tadından') bahsetmeden sadece sonuç/fayda odaklı bu gibi yaklaşımlar tamamen hatalıdır. Dikkat ederseniz her iki örnekte de (elma-iyilik) bu gibi kişiler benliklerindeki durumu (yada benliklerini de diyebiliriz) devre dışı bırakarak yanıldılar. Çünkü gerçeğin (var olanların) bir kısmını görmezden geldiler. (Yok saydılar). Oysa ki gerçeğe benlikleri de dahildir ve benlikleri herşeye dair anlamayı ve anlamî üreten 'şey' olarak gerçeklik denkleminde en önemli yere sahip ve en önemli yeri alması gereken şeyken!!!
Gelelim sevdiklerinize. Dnalar sizin bebeğinize sizin ve annesinin şekil ve suretini vererek o bebeği size sevdiren görüntüyü ve hissi (sevginin tadını) yaratırlar. Evrim/doğa/sistem (ne derseniz deyin adına) sizden istediğini alır (üreme) ama size bunun karşılığı ödülünü (sevgiyi/tadı) verir. Tıpkı elmanın hem faydalı hem de size hoş gelen tada sahip olması gibi. Meyvenin tadı cazip kılınmıştır ama o meyve başka amaçlara da hizmet eder. Ama tabi ki bu durum meyvenin tadının sizdeki anlamını, güzelliğini, cazibesini yanlışlamaz. O tad ve güzellik yada cazibe vardır, var olmuştur. Bu anlamda sevginin anlamını sadece üreme açısından faydalarına vs indirgeyenler benliklerini (dolayısıyla kalplerindeki hissi) devre dışı bırakarak (kalpsizce) yorum yapmış olurlar ve bu gerçekte olan durumla bağdaşmayan bir yorumlama biçimidir ve bu nedenle de hatalıdır.
Doğada ödül sistemi vardır. Doğa estetik ve cazibeyi canlılara sunarken bir yandan da kendi amaçlarını gerçekleştirir. Bir çok insanın şuursuz zannetiği doğanın bu kadar komplike (estetik ve fayda yönünden birbirine geçmiş ) mantığını anlayabildiğimiz süreçleri ortaya çıkarıyor olması çok şaşırtıcıdır.