Big bang teorisi, evrenin başlangıcını ve gelişimini açıklamak için gözlemsel kanıtlara dayanır. Bu kanıtlar arasında kozmik mikrodalga arka plan ışıması, ilk nükleosentez, galaksilerin evrimi ve kırmızıya kayma gibi olgular vardır.
Big bang teorisi, evrenin başlangıcında bir tekillik olduğunu varsayar. Tekillik, uzay-zamanın sonsuz yoğunlukta ve sıfır hacimde olduğu bir noktadır. Bu noktada fizik kanunları geçerli değildir ve zaman da başlamamıştır. Big bang teorisi, bu tekilliğin nasıl oluştuğunu veya neyden kaynaklandığını açıklayamaz. Bu nedenle big bang teorisi evrenin neden var olduğunu değil, nasıl var olduğunu anlatır.
Karadelikler ise uzay-zamanın çok yoğun bir şekilde büküldüğü ve ışığın bile kaçamadığı cisimlerdir. Karadelikler genellikle büyük yıldızların çekirdeklerinin çökmesiyle oluşur. Karadeliklerin merkezinde de bir tekillik olduğu düşünülür. Ancak karadeliklerin tekilliği ile big bang’in tekilliği arasında önemli farklar vardır.
Birincisi, karadeliklerin tekilliği uzay-zamanın içinde yer alırken, big bang’in tekilliği uzay-zamanın kendisidir. Yani karadeliklerin tekilliği bir olay ufkunun arkasında gizlidir ve dışarıdan gözlemlenemez. Big bang’in tekilliği ise uzay-zamanın başlangıcıdır ve tüm evren ondan doğmuştur.
İkincisi, karadeliklerin tekilliği zamanın içinde yer alırken, big bang’in tekilliği zamanın kendisidir. Yani karadeliklerin tekilliği bir zamanda meydana gelmiştir ve zaman ondan sonra devam etmiştir. Big bang’in tekilliği ise zamanın başlangıcıdır ve zaman ondan sonra başlamıştır.
Bu farklardan dolayı, karadeliklerin evrenin başlangıcı yani big bang olması mümkün görünmemektedir. Evrenin başlangıcının ne olduğu veya nasıl gerçekleştiği hala bilimsel bir gizemdir. Bazı fizikçiler evrenin başka bir evrenden doğduğunu veya birden fazla evren olduğunu öne sürmüşlerdir. Ancak bu fikirler henüz test edilebilir veya kanıtlanabilir değildir.