Evrim Ağacı'nda sorulan soruların en az yarısında, bilimi insanlara ne kadar yanlış anlatıldığını, ne kadar yanlış öğretildiğini, bu nedenle de herkesin tüm fiziksel gerçekleri tersten okuyup algıladıklarını görüyoruz. Ve bu nedenle de verdiğimiz cevapların yine yarısında sorulara cevap vermiyoruz, bizlere bindirilen bu ağır yükü hafifletmeye, tutturulmuş çarpık bakışları düzeltmeye çabalıyoruz. Çünkü zaten ortada bir cevap yok. Çünkü yanlış anlamalardan kaynaklanan sorular zaten cevaplanamaz.
Ayılar, öyle de yatıyor, böyle de. Öyle de yürüyorlar, böyle de. Her şekilde yatıp yürüyorlar. Ve bir yatış/yürüyüş biçiminde buzun kırılmadığını fark ediyorlar. Bunu fark ediyorlar çünkü elbette onların da bir hafızaları var. Ve o deneyimden sonra da o yatış/yürüyüş biçimini kullanıyorlar.
Şimdi benim yazdığım bu son paragraf sizin sorunuzun cevabı mı? Hayır. Çünkü ayılar herhangi bir şeyi bilmiyorlar. Fark etmeden deniyorlar ve öğreniyorlar. Ama öğrendikleri şeyin, ağırlığı yaymak falan değil. Hiç bir ayı, birim alana daha az ağırlık verirsek buz kırılmaz demiyor. Ve zaten bilimi pek az da olsa ilgisi olan hiç bir arkadaşımızın, ayıların birim alan/ağırlık dengesini bildiklerini düşündüğünü de sanmıyorum. Ama bir bilimadamı kalkıp, ayıların farkında olmadan deneyimledikleri bir şeyin açıklamasını, sanki ayıların keşfettiği bir bilimsel gerçek gibi anlatınca ortaya böyle yanlış anlaşılmalar çıkıyor. Ama tabi hiç kimse, size bilimi yanlış anlatan kişiyi bulup ondan hesap soramadığı için bu hata, bu sorun nesiller boyu devam ediyor.
Hiç bir hayvan, bizim bilimsel olarak açıkladığımız gerçekleri, o gerçeklerin farkında olarak yaşamıyor. Hayvanlar hiç bir şeyin farkında değil ve hatta onlar için bilimsel gerçekler diye bir şey yok zaten. Buna gerek de yok.
Bunu size şöyle bir örnekle daha da açık anlatayım: Ev hayvanları için düğmeli mama kapları var, bilirsiniz. Düğmesine basıyorsun, mama veriyor. Tek bir hayvan, o kabın içini açıp mekanizmasını merak ediyor mu? Hayır. Siz o kabın içini açıp kedinize gösterseniz buna dikkat eder mi? Hayır. Umursar mı? Hayır. İşte sizin sorunuz şu: Kedi, o düğmeye basınca mamanın geleceğini nereden biliyor? Bilmiyor. Bilemez. Umurunda da değil. Tek bildiği bir şey var, düğmeye basınca mama geliyor. Bunu da deneyerek öğreniyor.
Umarım açıklayıcı olabilmişimdir. Sağlıcakla...