"Altın, gümüş, pırlanta, zümrüt, sedef, yakutla kim mutlu olmuş dünyada..." şeklinde devam eden bir şarkı vardı bir zamanlar. Ancak durumu bu kadar romantik izah etmek, soruyu sorana ve cevapları takip edenlere doyurucu gelmeyecektir elbette.
Zenginliğin, mutluluğun yegane kaynağı olduğuna dair bir yanılgı vardır insanoğlunda. Halbuki zengin olmak, mutluluğun kaynağı değil, mutlu insanın mutlu hayatını şekillendirmesine yarayan bir gereçtir sadece.
Yıllar önce, insan davranışları ve karakter analizleri üzerine bir dizi amatör çapta araştırma yapmıştım. Çok enteresan ve inanılmaz hoşuma giden, üstelik aklımdaki çelişkilere ışık niteliğinde bir cevaba rastlamıştım. Merak ettiğim şuydu; insanlar her açıdan (maddi durum, statü, fiziki güzellik ve üstünlükler, vs) farklı olmalarına rağmen, mutlu insanları sınıflandıramıyordum. Çok güzel iki insandan biri çok mutluyken, diğeri çok mutsuz olabiliyordu. Ya da varlıklı iki insandan biri çok mutluyken, diğeri çok mutsuz olabiliyordu. Bu negatif durumdakiler için de geçerliydi. Daha da ilginci vasat ve geliri düşük biri, muazzam fiziki özelliklere ya da yüksek maddi gelire sahip kişilerden çok daha mutlu olabiliyordu. Ve bu durum, mutluluk bazında bir sınıflandırma yapmama engel oluyordu. Bunları merak edip araştırma yaparken, kafamda kendimce şekillendirmeme yardım edecek bir bilgi çıktı karşıma kitaplardan birinde "Mutluluk, doğuştan insana kodlanmış bir durumdur. Kime ne kodlandı ise, o mutluluk seviyesinde doğuyor kişi".
O güne dek öğrendiğim bilgilerle, bu bilgiyi birleştirip yorumladığımda, kendimce Evrenin Sırrı'nı çözmüş gibi hissettim. Aşağıdaki grafikte kısaca ifade edebilirim.

Bu grafikte de görüldüğü gibi, kişi doğduğu an kendisine kodlanan mutluluk seviyesi ne ise, stabili de o oluyor. Zaten mutluluğu belirleyen, ne harika zamanlar, ne de berbat zamanlar. Stabil hayatta hangi seviyede ise mutluluğunuz, mutluluk seviyeniz burası.
Bir örnekle açıklamak gerekirse; Düşünün ki büyük ikramiye size vurdu, tüm isteklerinizi gerçekleştirdiniz, ev aldınız, araba aldınız, dünyayı gezdiniz, hayır işleri yaptınız... Sonra? Bir süre sonra bu hayat biçimi sizin normaliniz haline gelecek. Ya da çok kötü bir olayla karşılaştınız, çok üzüldünüz. Bir süre sonra o duruma da alışacak ve o hal de sizin stabiliniz haline gelecek. Dostoyevski'nin de dediği gibi "Önce biraz ağladılar, ama alıştılar şimdi. Aşağılık insanoğlu her şeye alışır!" Çok abartılı bir ifade oldu fakat evet, biz insanoğlu çok çabuk alışırız. Yaşama ayak uydurabilmemizin ve varlığımızı sürdürebilmemizin yegane sebebi de budur aslında. Kısacası her halükarda değişen hayatınızı bir süre sonra kanıksayacak ve stabil mutluluk seviyenize geri döneceksiniz.
Zenginlik, mutluluk getirmez demeyeceğim. Fakat zengin olmak, varlıklı olmak, çok güzel/yakışıklı olmak, çok zeki olmak sizi mutlu etmez! Sadece hayatınızı kolaylaştırır.