Bilim öldükten sonra olacaklara çare arar.
Bu önerme ye sahip bir kişinin kendini ciddi anlamda geliştirmesi gerek.
Bilimi reddeden, karşısına alan, önemsiz zanneden hicbir kültür ayakta kalamaz. Hicbir birey gelişemez bilim üretmeden.
Yaşlanma ya büyük anlam yükleyebilir kişi. Iyi isler yaparak yaşlanmak gerektiğini ifade edebilir. Bunu inançlı da inançsız da ifade edebilir.
Ancak inançlı kişi, daha iyi yaşlanmayı bilim ifade edemez derse, inançsız da, biyolojik temel kurallara uymamanın da inançlı açısından manevi olarak suç olacağını, din in de yaşlılığa çare bulamıyor olmasına rağmen bilimden hesap sorulduğunu ifade edebilir.
Dini de bilimi de anlamamış kişiler, din in yaptığını düşündükleri üzerinden bilimi yargılayacak kapaliliga sahip olabiliyor buradaki gibi.
Burada temel sorun, bir yaşam biçimini üstün, onun dışındakileri aşağı görme yanılsaması.
Ikincisi, bilimi hakir gören kişi, bilim insanlarının inançlı inançsız ayrımının olmadığını nasıl düşünemiyor.
Ayrıca inanç referanslarını bilimi yanlislamak için öne süren kişi, biyolojik genetik gerekliliklerini bilmiyor, temel yaşam kurallarını uygulamıyor. Bu ne yaman çelişkidir. Din literatüründe FITRAT olarak geçen öz varoluşa zıt yaşayıp bilimin ölüme yaşlılığa çare bulamadığı üzerinden prim yapmak ilginç bir varoluşsal çelişki.
Genelde Bu tarz hatalı sorulara cevap vermem ancak kültürel kapalılık ve kutuplasmislik hastalığına sahip düşünceleri görme sıklığı konuşmayı gerekli hale getiriyor...
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kaynak. (4 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 4 Ocak 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı