Bunu gerçek manada anlamak için kafamızdaki zaman kavramını değiştirmemiz gerek. Zaman evrende öncelik-sonralık ilişkisi değildir. Evrende zaman diye ayrı bir olgu da yoktur. Uzay/zaman ayrılamaz bir bütünlüktür. Yani zaman uzay dokusuna bağlı ve içkin bir niteliktir evrende. Bu nedenle bazı kişiler bu durumu anlayamadığı için 'zamanın bükülmesi' ve daha genel olarak da zaman kavramının evrende neyi ifade ettiğini anlamadan gündelik olarak zamanı soyut bir özellik veya öncelik sonralık ilişkisi gibi algılarlar. Oysa ki evrende zaman uzay ile bahsettiğimiz gibi bütün olan bir özelliktir. Bu ise zamanla ilgili sağ duyumuza tamamen aykırı, normalde 'şok' olmamız gereken bir durumdur. Çünkü zaman düşündüğümüz algıladığımız gibi bir şey çıkmamıştır evrende. Zaman uzay kumaşının (dokusunun) özelliğidir ve onunla ayrılmaz bir bütündür. Bu nedenle evren genisledikçe zaman akmakta ve işlemektedir. Evrendeki zamanda olan tüm hareketin kaynağı bu nedenle evrenin genişlemesi ile ortaya çıkıyor demektir. Bu nedenle uzay dokusu bükülünce zamanda bükülmüş olur. Ama işte evrendeki zaman kavramının uzay ile bütün olduğunu tam olarak anlayamaz isek zamanın bükülmesinin de ne olduğunu kavrayamaz zamanı gündelik deneyimlere bağlı olarak soyut bir kavram olarak düşündüğümüz için zamanın bükülmesini de kafamızda soyut bir olgu gibi algılarız. Oysa ki zaman evrende soyut bir kavram değil somut bir durum ve özelliktir. Zaman evrende bir atom parçacığı kadar somut bir olgu ve özelliktir. Tam olarak bunu anlarsanız evrende zaman kavramının neden şok etkisi yaratması gerektiğini ve zamana dair tüm bakış açınızı ve kavrayışınızı tamamen yeni baştan tıpkı Einstein gibi değiştirmek zorunda kalırsınız.