Türkiyemizde 60 bin fabrika var. Ülkemiz üretiyor ve sanayileşmiş bir durumda. Yalnız ülkemiz sanayi devrimini kaçırarak sanayileştiği için nitelikli bir nicelik zihniyeti biraz eksik. Aynı zamanda ülkemiz bir imparatorluk bakiyesi; yani yüzyıllardır milletiyle ve siyasi cereyanıyla dinamik bir güç merkezi idi. 1923 yılında tarihi şartların zorlaması üzerine Cumhuriyet rejimine Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları tarafından geçiş sağlandı. Sert bir geçişti ve Batı medeniyetinin '' ulus devleti'' toplumlarına geçiş amacı güdüyordu. Bugün Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında İmparatorluktan ulus devlete geçiş sürecinin tam verimli olamadığını gözlemleyebiliyoruz. Bunun en büyük ispatlarından birisi sorunuzda irdelediğiniz '' mülteci''-kaçak göçmen sorunu. Bu sorun 100 yıl içerisinde bir vatandaşlık hukukunun hala bu topraklarda tam oturamadığını gösteriyor. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti bürokrasisi temel iskeleti imparatorluktan kalma sağlam bir yapı ancak Anadolu'nun kılcal damarlarına inmek konusunda bir felsefeye sahip değil. Bu tespitler bağlamında karşımızda şu durumlar var: Potansiyeli çok yüksek, dinamik, üreten, çalışkan bir millet var. Elimizde imparatorluk bakiyesi bir millet-devlet var, bu yapı aynı zamanda yarı başarılı bir şekilde ulus devlete evrilmiş vaziyette. Aynı zamanda sanayi devrimini kaçırarak sanayileştiğimiz için üretimde sanayi devrimi zihniyeti tam oturmamış vaziyette. Yine de bunlar ışığında Daron Acemoğlu'nun '' Ulusların Düşüşü'' kitabında değindiği '' verimli döngü'' Türkiyemiz için işleyebilir diye düşünülebilir. '' Verimli döngü'' güçlü merkezi bürokrasi aygıtı ile demokrasi ve kapsayıcılığın ortaklığıyla kalkınma hamlesini başaran ülkeleri irdelemek için kitapta kullanılan terimdir. Türkiyemizde sağlam bir bürokrasi aygıtı mevcuttur. Bürokrasi aygıtını demokratik ve kapsayıcı bir süreç bağlamında daha verimli hale getirmek atılması gereken adımlardan birisidir. Bu şekilde imparatorluktan ulus devlete geçiş aşaması, daha sağlam temellere oturtularak '' verimli bir ulus devlete'' geçiş süreci tamamlanabilir. Bununla birlikte kapsayıcılık ve demokrasi ile bu dinamik millet ve verimli bir ulus devlet kalkınma hamlesini gerçekleştirebilecektir. Sanayi devrimi artık yerini endüstri 4.0'a sanayi devrimi zihniyeti ise yerini toplum 5.0'a bırakmaktadır. Bu bağlamda demokrasi ve kapsayıcılık düsturları temelinde, verimli ulus devlet aygıtı kurularak sanayi devrimi zihniyeti ve artık yavaş yavaş onun yerin alan toplum 5.0 zihniyetini yakalamamız; kalkınma ve refahımızın anahtarıdır diye düşünüyorum...