Başka birisi de bu soruyu sormuştu onu da cevaplamıştım o yüzden kopyala-yapıştır yapıyorum buraya.
Telepati yane zikin okuma, tarih boyunca o denli önem görmüştür ki, genellikle tanrılarla bağdaştırılmıştır.Herhangi bir tanrının en temel özelliği insanların zihnini okumak ve dualarına yanıt vermektir.Düşünceler kişisel ve görünmez olduğu için, şarlatanlar ve dolandırıcılar yüzyıllardır aramızdaki bön ve ahmakları istismar etmektedir.Tarih boyunca insan yerine bazı hayvanları kullanarak (güya) telepati ispatlanmaya çalışılmıştır, mesela Akıllı Hans adında bir at karmaşık matematik işlemlerini başararak izleyenleri şaşkına çevirdi.Örneğin eğitmeni 48'i 6'ya bölmesini istediğinde ayağını 8 kere yere vuruyordu.Tabiki de gerçek değil atın yaptığı tek şey, eğiticisinin belli belirsiz yüz ifadelerini izlemekten ibaretti.Eğitmenin yüzü hafif değişene kadar at ayağını yere vuruyordu, seyircide bunu anlamayıp hayrete düşüyordu.
İlke olarak beyin, düşüncelerimizi minik elektriksel sinyaller ve elektromanyetik dalgalar şeklinde yayan bir vericidir.Ancak, bir insanın düşüncelerini okumak için bu sinyallerden yararlanmak kolay değildir.İlk olarak, bu sinyaller son derece zayıftır, milliwatt'lar mertebesindedir.İkincisi, sinyaller karmakarışıktır, rastgele gürültüden ayırt edilemezler.Üçüncüsi, beyinlerimiz başka beyinlerden bu sinyaller aracılığı ile benzer mesajlar alma yeteneğine sahip değildir; yani bizim bir antenimiz yoktur.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Michio Kaku-Olanaksızın Fiziği. (17 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 17 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı