Gelişemediklerini düşünmüyorum. Popülasyonun bir kısmının mevcut yapıdan kopup bir başka göç rotasında geliştiği muhtemel olsa gerek. Öte yandan yeterli beslenme barınma ve izole tutan şartların hayati tehditler oluşturmaması, kendi yağında kavrulma durumunda bu sağlanan/korunan standartı bozan canlı türü olmadığı düşünüyorum. Zor, yaşamın değişim/dönüşüm anahtarıdır.
Tüm bu -hepimizin- bildiklerine ek olarak yakınlarda yaşayan diğer kabilelerle ilişkiler de oldukça önemli. Burada ilginç olan popülasyon sayısının sabite yakın bir oranda tutulmasının nasıl sağlandığı ile ilgili. Sadece hastalık ve şartlar mı sabit tutuyor nüfusu? uzun süreli gözlemler önemli ve öğrenme/kavrama güçlerini tespitte faydalı olacaktır. Dil gelişimleri, fotografik hafıza potansiyelleri, organlar ve özellikle beyin araştırmaları yapılmalı.. Uyaranlara modern insan beyin alanlarıyla örtüşen tepkiler mi veriliyor. Duygulanımları yarattıkları kültür ile geçmiş insanlar/kültürler arasında örtüşen bir rota var mı incelenmeli..Bu toplulukların varlığından öğrenecek çok şeyimiz var.