Beyin ölümü, tıbbi ölüm halidir.
Beyin ölümü, beynin ve hayati merkezlerin bulunduğu (solunum, kalp ritmi, kan basıncı gibi) beyin sapının bütün fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybedilmesiyle hastanın hayatının son bulması durumudur. Koma veya bitkisel hayatın beyin ölümünden en temel farkı hastada bilinçsizlik hakim olmasına rağmen orta beyin ve beyin sapının sağlam olması nedeniyle hastaların hayatta olmasıdır. Bununla birlikte bazı beyin sapı yanıtlarının devam etmesi, hastanın spontane nefes alması ve amaçsız motor yanıtların varlığıyla beyin ölümünden farklılık gösterir. Beyin ölümü gerçekleşmiş biri tıbben ölmüştür ve bunun geri dönüşü yoktur.
Beyin ölümü birçok nedenle gerçekleşebilir. Bunlardan bazıları ateşli silah yaralanmaları, ağır kafa travmaları, beyin tümörleri veya geçirilen beyin-damar hastalıklarıdır. Sonuç olarak beynin oksijensiz kalması veya kanamanın yarattığı geri dönüşümsüz hasar, beyin ölümünün gerçekleşmesine sebep olmaktadır. Bu hastalar yoğun bakım koşullarında mekanik ventilatöre (solunum destek cihazı) bağlanarak solunumun ve kan dolaşımının devamı sağlanır ve böylece organların oksijen alımı devam eder. Fakat eğer bu hastalar makineden ayrılırsa kana oksijen sağlanamayacağı ve organlara oksijen taşınamayacağı için kalp atışları kısa süre sonra durur. Hastaların solunum cihazına bağlanmalarının sebebi organlarının bağış için uygun halde tutulmasını sağlamaktır.
Beyin ölümü gerçekleşmiş hastalar yoğun bakım koşullarında mekanik ventilatöre (solunum destek cihazı) bağlanarak solunumun ve kan dolaşımının devamı sağlanır ve böylece organların oksijen alımı devam eder.
Ülkemizde beyin ölümü tanısı ''2238 Sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkındaki Kanun'' ve ''T.C. Sağlık Bakanlığı Organ ve Doku Nakli Hizmetleri Yönetmeliği'' çerçevesinde tanımlanmıştır. Bu düzenlemelere göre beyin ölümü tanısı 2 uzman hekim tarafından konur. Bunlardan bir tanesi nörolog veya nöroşirurji uzmanı, diğeri anestezi veya yoğun bakım uzmanı olmak zorundadır. En önemli üç bulgusu şunlardır:
- Beyinde elektriksel aktivitenin olmaması,
- Beyin sapı reflekslerinin olmaması,
- Hastanın kendi kendine soluk alamaması.
Organ Nakli
Organ nakilleri hastaların hayatını devam ettirmesini sağlamak veya yaşam kalitelerini ileri derecede arttırmak için yapılmaktadır. Canlı donörler veya kadavra donörlerden sağlanan organlarla transplantasyon (organ nakli) gerçekleştirilir.
Canlı vericilerden sadece karaciğer ve böbrek nakli gerçekleştirilebilir ve bu kişiler hastanın en az 2 yıllık eşi veya 4. dereceye kadar olan yakın akrabalarıdır. Donör ve alıcı eş zamanlı ameliyata alınır ve alınan organ hemen transplante edilir. Beyin ölümü gerçekleşen hastalarsa kadavra donör olarak tanımlanmaktadır. Bu vericilerden alınan organlar özel solüsyonlarda saklanır ve en kısa sürede ihtiyacı olan alıcıya ulaştırılır. Ülkemizde böbrek, akciğer, karaciğer, pankreas, ince bağırsak, kalp, kornea nakillerinin yanı sıra kompozit doku nakilleri de (ekstremite, yüz ve saçlı deri gibi) başarılı şekilde yapılmaktadır. Kollar ve eller üst ekstremiteyi, bacaklar ve ayaklar alt ekstremiteyi oluşturur.
İlgili video ile ilgili "teyit.org" tarafından yapılan analizi de ekliyorum kaynağa ona da bakınız.
664 görüntülenme