Herşey yokluktan yoktan açığa çıktıysa sizce böyle bir durumda devam eden herşey kendiliğinden mi gerçekleşir. Örneğin böyle bir tabloda ilk yaratmayı başlatıp sonra bunu devam ettirmenin gerekli olduğunu düşünmek mi mantıklıdır yoksa herşeyin kendiliğinden gerçekleşiyor olduğunu düşünüyor olmak mı. Evren hassas dengeler üzerine en başta hassas bir kurulumu gerektirir ve bu kurulumun da varlığın devam edebilmesi için aynı biçimde devam etmesi gerekir. Fizik kurallarının bile başlangıcı olduğu bir durumda herşeyin kendiliğinden gerçekleşiyor olduğunu düşünmek için elimizde yeterli nedeniniz var mı. Tanrı veya yaratıcı deyince gökte oturan Yunan mitolojisinin insan figürlü tanrılarını anlamıyorsanız o zaman sizin tanrınızın tanrı düşüncenizin mutlak varlık olması gerekir. Yani kendisinden başka hiç bir şeyin varlığı kendi kendine kaim olmayan yani kendisinden başka hiç bir şeyin kendi kendine varlığını devam ettiremediği demektir. Bunun anlamı Herşey varlığının kaynağını an be an o mutlak varlıktan alıyor demek olacaktır. Böyle bir tabloda evren ayrı yaratıcı ayrı gibi bir durum söz konusu olmaz. Evren yaratıcının varlığında var olmuş ve acığa çıkmış olur. Mutlak varlığın kaçınılmaz sonucu budur.
Mutlak varlık demek aynı zamanda mutlak irade demektir. Evrende mutlak nedensellik yoksa hangi sebebin hangi sonucu doğuracağı belirsizdir. Bu da evrenin var oluşunda an be an sistemlerin evriminde ve hangi yöne gideceğinde mutlak iradenin hakimiyeti demek olacaktır. Yani neden sonuç ilişkilerinin biçimi biraz daha açarsak hangi sebebin hangi sonucu doğuracağı da böyle bir durumda yaratılmış olacaktır.
Zaten Hiç birşeyin kendi kendine var olamadığı bir durumda yaratıcı kavramı var olabilir. Aksi halde sizin yaratıcınız yaratıcı değil 'üretici' olur yani bizim şuan yaptığımız bir PC gibi var olan malzemeyi kullanarak bir şey üretmek gibi. Oysa PC yi oluşturan malzemesinin yoktan var edilmesi sürecinde maddenin kendi kendine var olması ve varlığını devam ettirmesi gibi bir durumdan bahsedilemez. Çünkü öncesinde o madde yoktu ve var olması ve varlığını devam ettirmesi için de kendisinden kaynaklanan hiç bir nedene sahip değildi. Üstelik madde bir kararlılık haline dayanır. Yani evrenin varlığını devam ettirmesi ile madde kararlılığını muhafaza eder. Evrenin varlığını devam ettirmesi ise evrenin kendisinin kararlı yapısını korumasına bağlıdır. Aksi halde evren dağılır giderdi ve en başından hiç var olamaz ve varlığı da ortaya çıkaramazdı. Evrenin varlığını devam ettirmesi bile bu kadar kritik ve hassas ayarlara bağlıyken herşeyin kendi kendine olduğu ve gerçekleştiği düşüncesi ne kadar yerinde olabilir.
Eğer dünyayı yaratma görevi bana verilseydi termodinağin mutlak sanılan kurallarını değiştirirdim. Bütün mantık kurallarının temeli olan bu kurallar Onları ilk defa var eden ve belirleyen olası bir yaratıcı için hiç bir biçimde mutlak olmayacaktır. Üstelik bunun için yani bu kuralların mutlak olmadığına dair elimizde ciddi kanıt da var çünkü bu kurallar ezeli ebedi değildir. ezel ve ebedi olmayan şeylerin mutlaklığından bahsedilemez. Bu kurallar yoktan açığa çıktıysa eğer bunların da gerçekte özü yokluğa dayanır ve bu kurallar da kendi kendine var olma veya varlığını devam ettirme niteliğini kendilerinden alamayacaktır. Eğer kişiler felsefi hata yapmıyorsa ezeli ve ebedi olmayan şeye mutlaklık niteliğini atfetmek mümkün değildir. Bunu yapan kişi ise düşünme biçimi olarak zaten baştan aşağı yanlış bir düşünce biçimine sahiptir ve açıkçası feslefi olarak da bu gibi bir düşüncenin dikkate alınır bir tarafı yoktur. Mutlaklık konusunda doğru bir sorgulama içinde olsaydı kişinin varacağı sonuçlar kaçınılmaz olarak burada belirttiğim sonuçlar olacaktı.