Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
1

Ülke olarak Neden Dışa bağımlılığımız oldukça fazla?

Gelişmiş ya da gelişmekte olan bir ülke olmamıza rağmen basit şeylerde dahi dışa bagimliyiz,en basitinden bir kağıt parçasına bakıyorsun made in china yazıyor bunu üretemeyecek kadar aciz miyiz yoksa maliyetine mi değmiyor
145 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
1 Cevap
Esat Kudret
Esat Kudret
111K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim.

Bu bir tercih…

Bunu belirleyen temel unsur kapitalizmin eşitsiz gelişim yasası ve buna dayalı yeni sömürge ilişkileridir.

Eskiden Emperyal güçler bir ülkeye top ve tüfek ile girer, işgal eder ve yağmalardı. Ancak bunun ağır bir bedeli vardı. Normal zamanlarda hiçbir zaman biraraya gelemeyecek farklı din, düşünce, siyasi tercih ve ekonomik çıkar grubu, bunu varlığa tehdit olarak algılar ve toplu direniş ile püskürtme derdine düşerdi. Başta ülkemiz dahil olmak üzere dünyadaki bütün ulusal kurtuluş savaşları bu minvalde gerçekleşmiştir.

Tüm Reklamları Kapat

Geldiğimiz yüzyıl itibarı ile emperyal güçler bu denli ağır bir bedeli olan sömürü şekli yerine yeni bir konsept geliştirdi. Bu yeni bağımlılık ilişkileri üzerinden, her ülkede kendine bağımlı bir burjuvazi ve onu kollayan işbirlikçi yönetimler ikame etti.

Böylece o ülke göreli olarak bağımsız olacak fakat bütün kaynakları tereyağından kıl çeker gibi kendilerine transfer edilecekti. Ülkelerin bayrağı, marşı, başkenti, adı vb. olacaktı fakat son sözü, emperyal gücün o ülkedeki aracı olan burjuvazisi ve onu kollayan egemeni eliyle yine emperyal güç söyleyecekti.

Bugün gelişmiş batı adını verdiğimiz ülkelerdeki göreli refahın kaynağı hep bu “gelişmekte olan” ve geri bıraktırılmış ülkelerin alın terinin gaspı üzerinedir.

Durum böyle olunca ilgili (sömürülen) ülke egemeni ve burjuvazisi de bundan nemalandığı için ve varlık koşulu emperyal gücün kendisini istihdam edişi olduğu için bunu sürdürür.

Tüm Reklamları Kapat

Ola ki o ülkede bu bağımlı ilişkileri sürdürmeme eğilimi hasıl olursa da, gerek bankacılık sisteminden uluslar arası ticarete ve ağırlıklı olarak kota (üretim ve satışının sınırlanması dayatması), ambargo (ticari-ekonomik vb. alış veriş yasağı), daha önceden yaratılmış borçlanmanın (Dünya bankası, imf ve hali hazırda uluslar arası sermaye çevreleri eli ile) bir şantaja dönüşmesi; gerekse ilgili ülkede darbe, savaş, iç savaş vb. süreçlerin hayata geçirilmesi an meselesi olur. Bugün Suriye’de, Küba’da ve nice tam bağımsızlık tercihinde karar kılan ülkede olan tam da bu.

Biz de ise durum biraz farklı. Hem yukarıda sıraladığımız süreçlerin "demoklesin kılıcı" gibi bu ülkenin başında sallanışı hem de zaten egemen burjuvazinin bu işi gönüllü yapıyor oluşu, yani göbeğinden ve rızaya dayalı bağımlı oluşu halliyle durumu biraz daha zorlaştırıyor.

Parayı veren, verdiren de haliyle düdüğü çalınca; Eğitimden sanayiye, tarımdan ticarete, üretimden tüketime, bilimden adalete ve nicesi her şey düdüğü çalanın memnun edilmesi üzerine şekilleniyor.

Böyle olunca da dünyanın belki de en çalışkan, en eski medeniyet birikimine sahip olan, en gözü kara, en üretken ve en gözü tok coğrafyası (Anadolu); bütün bu olumluluklarına rağmen, imkanı varken kendi ihtiyacı olanı üretemiyor, yaşamın her alanında bunca mahir bir terzi oluşuna rağmen ne yazık ki kendi söküğünü dahi dikemez hale geliyor-getiriliyor. Varlık içinde yokluk ve yoksulluk cabası…

Yoksa meselenin maliyetle, acizlikle, yetersizlikle ve ilgili hammaddelerin olmaması ile bir ilgisi yok. Tamamen tercih… Mustafa Kemal çok güzel özetlemiş: “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.” Tersinden de düşünebiliriz…

Kaynaklar

  1. Zubritski, Mitropolski, Kerov. (1987). Kapitalist Toplum. Yayınevi: Sol Yayınları. sf: 167.
  2. Nikitin. (1990). Ekonomi Politik. Yayınevi: Sol Yayınları. sf: 439.
  3. John Pilger. (2003). Dünyanın Yeni Efendileri. Yayınevi: Timaş Yayınları. sf: 216.
  4. Jean Ziegler. (2004). Dünyanın Yeni Sahipleri. Yayınevi: Altın Kitaplar. sf: 351.
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close