Madde, insan bilincinin ulaşabildiği en geniş felsefi kategoridir: Bilinçten bağımsız olarak var olan tüm nesnel gerçeklik ve bu gerçekliğin tüm özellik, ilişki, bağıntı, yasa, vb. gibi tüm yanları. Maddenin gerçekliği dediğiniz şey zorunlu olarak onun teknik özelliklerini kapsamakla birlikte bu teknik özelliklere indirgenemeyecek olan kuramsal / felsefi özniteliklerini ve bu özniteliklere ilişkin tümel, tikel ve tekil belirlenimleri de kapsamak zorundadır. Bu öznitelikler insanlığın kendi tarihi boyunca onu çevreleyen nesnel gerçeklik ile yani daha dar anlamda doğa ile etkileşimi sürecinde edinilen teknik yetkinliğin içeriğinin genelleştirilerek kuramsal bir niteliğe ulaştırılması ile ortaya çıkar, ve bu süreç bitimsizdir. Örneğin, niceliğin niteliğe geçişi, karşıtların birliği ve savaşımı, olumsuzlamanın olumsuzlanması yasaları; ya da maddenin yansıtma, karmaşıklaşma, sarmal hareket, enformal bütünlük, tözsellik, sistemsel bütünlük vb., gibi genelgeçer özellikleri, teknik gelişime ve teknik bilgiye indirgenemez fakat bu gelişimin ve bilginin daha derinden kuramsal bir yorumu ve nihayetinde sentezidir. Bu sentez doğru biçimde yapılamazsa kuramsal öngörü gücü zayıflar ve bilim dışı yollara sapmak çok daha kolaylaşır. Sonuç olarak maddenin gerçekliğine ulaşma süreci öncelikle kuramsal bilginin yol göstericiliğinde el ele yürünecek bir süreçtir.[1]
Kaynaklar
- S. T. Meluknin, et al. Diyalektik Maddeci Felsefe. (1 Ocak 1977). Alındığı Tarih: 22 Aralık 2022. Alındığı Yer: bannedthought | Arşiv Bağlantısı