Popüler olmayan bir görüş olduğunu düşünsem de "din kültürü" dersi bir kültür eğitimi olarak kaldığı ve ileride kişinin seçeceği (ileri seviye) bir din eğitimi dersine geçilmediği sürece tıpkı tarih dersi gibi varsayılan olarak olarak öğretilebilir.
Tartışmalarda çoğunlukla işin "din" kısmına odaklanıldığından ve din, kişinin kendi seçtiği bir şey olduğundan din konusunda dersin zorunlu tutulması veya çoğunlukla İslam anlatılması yanlış olarak karşılanabiliyor. Eğer ileri düzey bir dini eğitimden bahsediyorsak bu itiraz doğru. Kişi dinini kendisi seçer, bunun ileri düzey dersini almayı da kendi seçmeli.
Anlaşılması gereken, içine doğduğumuz "kültürü" bizim seçmememiz. "Din kültürü" dersi, adı üstünde içinde bulunulan toplumun dini kültürünü işler. Şu anda içinde bulunduğumuz kültür ağırlıkta olmak üzere (Bu ağırlıklı olarak İslam olabilir çünkü yüzyıllar boyunca ve güncel olarak dini kültür bu bağlamda şekillenmiş.) kültürlerin anlatılması gerekiyor. Bunu "Hayat Bilgisi" dersinin daha ileri bir versiyonu, Tarih dersinin daha kültürel ve dini bir kolu gibi düşünebilirsiniz.
Devletin bu düzeyde temel eğitim vermesi ve isteğe bağlı olarak ileri düzey eğitim verebilmesi hem içinde bulunduğunuz kültürü iyi öğrenmenizi sağlar hem de birçok çocuğu ve aileyi tarikatların eline düşmekten korur.
Eğer ki bir öğretmen din kültürü dersini suistimal ediyor, ileri düzey dini eğitime çevirmeye çalışıp o dersi kendi dininin propagandasını yapmak için kullanıyor, sizi bir din seçmeye yönlendirmeye çalışıyorsa onu şikayet etmelisiniz. Bu özel sorunlarla ilgilenmediği, kimse hakkını arayıp bir adım atmadığı sürece bu özel sorunlar, genelleşmeye başlar ve o sorunu dersin kendisine yönelik bir sorun gibi görmeye başlarsınız. Ama sorun dersin kendisinde değil, bu dersi suistimal edenlerde.
Bu yüzden bu dersin kaldırılmasını istemekten ziyade, asıl amacına yönelik düzenlenmesini istemek hem içinde bulunduğunuz toplumun kültürünü anlamanızı sağlar hem de başka aileleri tarikatlardan korur.