Kısmen ortaklaşmak olası, birlikte yürümek çok zor, ancak normali de bu...
Bu günkü genel geçer bakış açısıyla bazı zeminlerde (teknolojinin nimetlerinin kullanımında ve nüans farkı ile ) ortaklaşmak mümkün ancak beraber yürümek çok zor...
Ne yazık ki dinler de tekelleşir. Öyle olmasaydı bugün her dinin yüzlerce farklı yorumu, mezhebi olmazdı. Kimi bilimi tamamen şeytan işi olarak görür iken, aynı dinin farklı bir yorumu tam tersini söyleyebilmekte ve bilimi, Tanrının insanlara bir lütfu olarak görüp yüceltebilmektedir.
Fakat dinler de toplumsal oluşundan dolayı toplum ile birlikte değişir, dönüşür. Şayet bilim ile karşılıklı olarak birbirlerinin alanlarına doğrudan müdahaleyi hak görmez ve akıl ile somutlaşana burun kıvırmaz ise, ki aslında teknolojinin güncel hayatta kullanımında olan tam da budur, belki tam olarak örtüşmeyebilir fakat en azından tıkayıcı olmaz.
Misal: "Yağmur; ısıya bağlı olarak suyun buharlaşması, buharlaşan suyun yükselerek soğuması, soğuyan su buharının yoğuşması ve yer çekimine direnemeyip yere düşmesidir." ifadesinin ardından bir eli öpülesinin, " tabi ki öyle ve fakat Mikail aleyhi selamın eli ve tanrının hikmeti ile ..." demesinin hiç bir mahsuru yoktur. Örtüşme de bu kadardır...
Ancak beraber yürümek doğalarının inkarı olur ve biri kendi doğasından vazgeçmediği sürece mümkün görünmüyor. Vazgeçtiğinde de artık kendisi olmuyor... Çünkü biri (din) tartışılamaz, sorgulanamaz ön kabullere dayanır, diğeri (bilim) tam aksine…
Hem niye birlikte yürütme derdimiz olsun ki… Hele ki; her biri kendi mecrasında iş ve toplumsal kabul gördüğü sürece…