Zor bir soru ama bence cevap evet. Dinle halkını bilimle dünyayı yönetirsin. Ve aynı zamanda sahip olduğun bilimsel verileri dinle bağdaştırman gerek. Yoksa kendi yarattığın/kullandığın dinin kurbanı olursun.
Zor bir soru ama bence cevap evet. Dinle halkını bilimle dünyayı yönetirsin. Ve aynı zamanda sahip olduğun bilimsel verileri dinle bağdaştırman gerek. Yoksa kendi yarattığın/kullandığın dinin kurbanı olursun.
Din ve bilimin neden uyumlu iki olgu olmadığını anlamak için kutsal kitapları tarayıp araştırma yapmanın bir manası olduğunu düşünmüyorum. Bunun yerine şu basit öncüllere de bakabiliriz.
1- Dinler (Özellikle İbrahimi dinler), her şeyin insan için yaratıldığını savunur (Antropi ilkesine bakmanızı tavsiye ederim.) fakat bu tamamen hatalıdır. İnsan, herhangi bir canlı türünden üstün değildir ve koskoca evrenin sadece tek bir türü imtihan etmesi için yaratmak ve başka bir canlı formu olmadığını iddia etmek boş bir argümandır.
2- Dinler metafiziğe dayanır ve bilimde metafiziğin herhangi bir yeri yoktur. Dinin sözde açıkladığı olguları bilim gösterir esasında. (Cin çarpmasıyla alakalı bu platformda bulunan yazıyı tavsiye ederim.)[1]
3- Dinler, bilim gibi gelişebilen kavramlar değiller. Eğer gelişip zamana uyabilen kavramlar olsalardı şu an Zeus'a tapan insanlar var olurdu fakat o dönem için anlam ifade eden kavramlar şu an etmediği gibi günümüz modern dinlerinin de aynı sonu beklediği aşikardır.
4- Dinler genelde bir sorun çıkınca bunu çözmeye ve bazen de ortadan kaldırmaya odaklanır, bilimse bu sorunun neden çıktığına.
Kısmen ortaklaşmak olası, birlikte yürümek çok zor, ancak normali de bu...
Bu günkü genel geçer bakış açısıyla bazı zeminlerde (teknolojinin nimetlerinin kullanımında ve nüans farkı ile ) ortaklaşmak mümkün ancak beraber yürümek çok zor...
Ne yazık ki dinler de tekelleşir. Öyle olmasaydı bugün her dinin yüzlerce farklı yorumu, mezhebi olmazdı. Kimi bilimi tamamen şeytan işi olarak görür iken, aynı dinin farklı bir yorumu tam tersini söyleyebilmekte ve bilimi, Tanrının insanlara bir lütfu olarak görüp yüceltebilmektedir.
Fakat dinler de toplumsal oluşundan dolayı toplum ile birlikte değişir, dönüşür. Şayet bilim ile karşılıklı olarak birbirlerinin alanlarına doğrudan müdahaleyi hak görmez ve akıl ile somutlaşana burun kıvırmaz ise, ki aslında teknolojinin güncel hayatta kullanımında olan tam da budur, belki tam olarak örtüşmeyebilir fakat en azından tıkayıcı olmaz.
Misal: "Yağmur; ısıya bağlı olarak suyun buharlaşması, buharlaşan suyun yükselerek soğuması, soğuyan su buharının yoğuşması ve yer çekimine direnemeyip yere düşmesidir." ifadesinin ardından bir eli öpülesinin, " tabi ki öyle ve fakat Mikail aleyhi selamın eli ve tanrının hikmeti ile ..." demesinin hiç bir mahsuru yoktur. Örtüşme de bu kadardır...
Ancak beraber yürümek doğalarının inkarı olur ve biri kendi doğasından vazgeçmediği sürece mümkün görünmüyor. Vazgeçtiğinde de artık kendisi olmuyor... Çünkü biri (din) tartışılamaz, sorgulanamaz ön kabullere dayanır, diğeri (bilim) tam aksine…
Hem niye birlikte yürütme derdimiz olsun ki… Hele ki; her biri kendi mecrasında iş ve toplumsal kabul gördüğü sürece…
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.