Aşk duygusunu neden kalpte hissederiz?

Ahtapot kolları düşünebilir. Ahtapot kolları kendisine gelen dokunsal sinyalleri sinirlerindeki bağımsız veri işleme yapan nöronlarla kendi kendine yorumlayabilir. Bu demektir ki organların da bu anlamda kendi akılları olabilir ve kendisine belli bir konuda gelen dışsal veriyi decode edip yani çözümleyip bunun o canlı tarafından algılanmasını sağlayabilir. Burada özel bir veri işleme biçimi vardır. Canlılarda tıpkı ahtopotun kollarındaki gibi bazı uzuvlardaki sinirler beyindeki nöronlar ile aynı nitelikte olabildiği için bu özel veri işleme yapılabilmektedir. Bu nedenle kalp dediğimiz organın da bu özel veri isleme nöronlarına özellikle ayna nöronlara sahip olması mümkündür. Henüz bu konuda yeterli bilimsel veri yoktur ancak ben ileride bunun ortaya çıkacağından şahsen eminim. Çünkü tüm insanlar kalbinde duygu işleme hissini yaşıyor ve deneyimliyor ve bunu bütün dünya dillerinde insanlar 'kalbim' diyerek ifade ediyorsa burada önemli bir gerçeğe işaret olabilir. Dediğim şey ilerde bilimsel olarak da ortaya çıktığında kalp ile (hissederek) düşünmek olgusu bilimsel olarak ispatlanacaktır. bu konuda diğer bir olasılık da Kalp vs beyin arası sinirsel bağlantı sayesinde beyinden kalbe iletilen hissel veri kalbte hissedilen duyguların oluşmasına neden oluyor olabilir. Çünkü örneğin sizin eliniz kesildiğinde sinir sistemi bir bütün olduğundan acıyı elinizde hissediyorsunuz. Bu acıyı oluşturan şey elinizdeki sinirlerdir ve bunlar bu acı verisini beyne iletirler ancak acı hissi buna rağmen elinizde hissedilir. Bunun gibi insanların sevgiyi ağırlıklı olarak kalpleri ile ilişkilendirmeleri de benzer bir durumun eseri olabilir. Yani önce hisler beyinde oluşup buradan kalbe iletilip kalpte yorumlanıyor olabilir. Kalbin bu konuda işlevi olmadığını düşünenler fazla acele etmemeli. İnsan bağırsakları için bile ikinci beyin olduğunu kabul edenler sırf felsefi düşünceleri nedeniyle inatçılıkla bu konuda çok aceleci bir red düşüncesi içindeler ancak kişisel olarak inanıyorum ki henüz bunun için erken ama mutlaka bilimsel gelişmeler bu konuda ilerde çok farklı yönde olacaktır.