Baştan söyleyeyim. Soru tuhaf bir soru. Belki nasıl diye sorulsa daha anlamlı olurdu. Yine de net ve doğru bir cevap vereceğim.
Fakat bu konuyla ilgili, halen doğru sanılan ve bilgi diye paylaşılan ama aslında çoktan çöp olmuş kabullere, bir kısaca değinmekte fayda var.
- İnsanlık avcı toplayıcılıktan, göçebeliğe ondan sonra da yerleşikliğe geçmedi. Uygarlık tarihinin 1. safhası avcı toplayıcılık 2. safhası göçebelik 3. safhası da yerleşiklik değildir. Halen bunu söyleyen zır cahildir. Örnekle anlatayım. M.Ö. 22.000'de Altaylar'da Malta Buret kültürü vardır. Avcı toplayıcı bu kültür yerleşiktir. (Türklerin de atalarından.) M.Ö. 3500'de Kazakistan kuzeyinde Botay (Türk) kültürü vardır. Atı evcilleştirmiş, hayvancılık yapan bu kültür yerleşiktir. Aynı Türkler Malta Buret'ten 21.500 yıl, Botay'dan 3000 yıl sonra göçebe (İskitler) olacaklardır. :)
- Yerleşikliği merkeze alan klasik batı uygarlık yazımını ve marksist teoriyi çöpe atın. Bunlar ideolojik safsatalardır. Baştan aşağı çöptür. Göbeklitepenin (göbeklitepe yerleşik değil) çürüttüğü safsatalardan biride budur.
Gelelim nedene.
Uygarlığın gelişmesi insanoğlunun öğrendiklerini üst üste koymasıyla oluyor. Asıl ilerleyen şey zekamız değil. Bilgimiz. Daha öncekilerin ürettiği bilgileri hazır alıp, kendi çabamız sonucunda bulduklarımızı da onun üzerine ekliyoruz. İlk bilgiler de nesillerden nesile sözel geldi. Ta ki Sümerlilere (Türkler) kadar. Bu da hiç önemsenmeyecek bir hadise değildir. Çok da önemlidir.
Neolitik de aslında sadece budur. İnsanoğlu M.Ö. 10.000-6.000 arasında cilalı taşın, yontma taştan daha verimli olduğunu buldu. Neden sadece budur. Nasıl bulmuştur. Ampirik. Yani deneyerek. Sonra da bakırın, sonra da tuncun sonrada demirin daha verimli, daha işe yarar olduğunu bulması gibi.