İlk olarak zeki kelimesinin sözlük anlamı şudur:
Zekâ ya da ruh biliminde anlak, zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir. Başka bir deyişle anlak, zihnin birçok yeteneğinin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler birleşimidir.[1]
Kitap okumanın faydaları bireyden bireye değişebilir, çünkü her bireyin yaşı, okuma geçmişi, sosyokültürel çevresi ve aile yapısı farklıdır. Bu nedenle -örnek olarak A ve B kişileri olsun- aynı kitabı aynı şartlar altında A kişisi 2 günde bitirip o kitaptan bir anlam çıkarabilirken B kişisi bir haftanın sonunda kitabı henüz bitirememiş ve okuduğu kısımdan da bir anlam çıkaramamış olabilir.
Konumuza dönersek kitap okumanın stresle başa çıkmak, hafızayı geliştirmek, kelime haznemizi genişletmek gibi birçok alanda faydası olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Edinburgh Üniversitesi'ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen çalışma, kitap okumanın hafıza, problem çözme becerileri ve eleştirel düşünme dahil olmak üzere bilişsel yetenekleri geliştirmeye yardımcı olabileceğini ortaya koydu.
Araştırmacılar bunun nedeninin, okumanın insanların kitapta anlatılan olay ve durumların "zihinsel simülasyonlarını" yapmalarına olanak sağlaması olduğuna inanıyor. Bu da beynin egzersiz yapmasına ve işlevini geliştirmesine yardımcı oluyor.
İlginç bir şekilde, çalışma hangi tür kitabın okunduğunun - kurgu veya kurgu dışı - önemli olmadığını, faydaların aynı olduğunu ortaya koydu. Bu, bir fayda görmek için zor veya zorlayıcı kitaplar seçmeye gerek olmadığı anlamına gelir. Sadece zevk için okumak yeterli olabilir.
Peki bu faydaları görmek için ne kadar okumak gerekiyor? Araştırmacılar, bilişsel yetenekler üzerinde bir etki görmek için günde sadece bir saat okumanın yeterli olduğunu bulmuşlardır. Bununla birlikte, insanlar ne kadar çok okursa, faydaların o kadar büyük olacağını da belirttiler.
Beyinsel fonksiyonların geliştirilmesi için kitap okumak önemli bir yoldur. Çünkü kitap okumak kavramların anlaşılıp uygulanmasını kolaylaştırırken aynı zamanda da zihinsel esnekliği artırır ve problem çözme yeteneğini de ilerletir. Karar verme yeteneğini geliştirir. Ayrıca kitap okumak hayal gücünü ve yaratıcılığı artırmada büyük bir etkendir.
Bir deney yapacak olursak aynı şartlar altında büyümüş iki kişinden biri çocukluğundan beri kitap okursa, diğeri ise hayatında hiç kitap okumamış olursa belirli bir yaş sonrasında bu iki bireyin zeka seviyelerinde farklılıklar gözlemlenebilir.
Ama belirtmek gerekir ki zeka seviyemiz temelde doğuştan gelir ve büyük ölçüde kalıtımın etkisiyle belirlenir, okul öncesi dönemde ise yavaş yavaş belirginleşmeye başlar. Dolayısıyla aile, zeka seviyesinin belirlenmesinde -özellikle çocukluk döneminde- etkin rol oynar ama çocuğun zekasıyla ebeveynlerinin zekası arasında açık bir bağlantı vardır.