Eğitim seviyesinin düşük olduğu veya yeterli bilimsel eğitimin verilmediği ülkelerde toplumun bilimden uzak kalması kaçınılmazdır. Türkiye’yi ele alacak olursak eski Türk tarihinde bilime çok önem veriliyordu ve bilim çok önemli rol oynuyordu. Çağrı Mert Bakırcı’nın konuşmacı olarak katıldığı TEDx METU konuşmasında Hezârfen Ahmed Çelebi‘yi anlattığı bir noktada “Hezârfen” ünvanının kökünden bahsettiği bir kısım vardı. “Hezârfen” pek çok farklı disiplinde engin bilgiye sahip olan kişi demektir. Aslında eskiden Türkçe’ye bile yansımış olan bu ünvan bilime verilen değeri gösterebilir. Fakat artık okullarda bu bilimsel eğitim sadece Fen Bilimleri adı altında belirli dersler ile kısıtlanıyor ve bireyler üniversite tercihini yapana kadar bilimle diğer bilimle ilgili toplumlara göre daha az ilgilenmiş oluyor. Bu da bireylerin üniversite tercihlerinde bilimsel alanlara yönelme olasılığını azaltıyor. Böylelikle toplumumuzun içinden çok az sayıda bilim insanı veya araştırmacı gördükçe bu alan hakkında daha az bilgi sahibi oluyoruz. İlgi alanımızın oluşması iç,n örneklerimiz, kaynaklarımız çok sınırlı oluyor. Bu birbirini tekrar eden bir hal alıyor. Bu yüzden bu sorunun kökten çözümünün eğitim olduğu şart gözüküyor. Bunu tüm eğitimi geri veya yetersiz (eksik) ülkelerdeki toplumlar için kabul edebiliriz.