Ceza gerektirir mi öncelikle ondan geçelim..
Çünkü iyi insan olmak hepsinin üstündedir..
İyi insan olmak en büyük hedef ve gayedır. .
Peki iyi insan;
Kendine iyilik yapanı,ihsan edeni, ikramda bulunanı unutabilir mi..teşekkür dahi etmez mi..
Öyle ise o iyi insan kendisini yoktan yaratıp insan yapan,ve onun sadece midesi için binler çeşit gıdalar yaratan ve ona ikram ve ihsanda bulunan ve daima ona şefkat ve merhametini gösteren Yaratanını unutabilir mi?
Ona sevgisini,teşekkürünü ortaya koymak için ibadet etmek istemez mi..
Hem o iyi insan hayatta zorluklarla karşılaştığı zaman kendisine yardım edecek sonsuz bir kudret sahibini aramaz mı..
Hem o iyi insan bütün iyilik yaptığı kişilerin sonsuza kadar mutlu olmaları için hepimizi sonsuza kadar yaşatacak olan Ebedi olan Yaratıcısını merak etmez mi..
İşte o iyi insan her şeyden önce bütün iyiliklerin hakiki sahibini tanımak ve O'na dost olmak elbette ister..
Eğer o iyi insan kendine sonsuz iyilik yapan Yaratıcısını unutur ve evreni boş ve sahipsiz görürse en büyük kötülüğü işlemiş olur..
Çünkü kendinin ve evrenin hakiki sahibini inkar ettiği için dehşetli cezaya mustehak olur..
Evrende insanın yararlandığı şeylerin sınırı yok.
Ama bu sorunuz için örnek olarak insanın ağzındaki dili düşünelim.
Ne kadar çeşit tat alabilir?
Adeta evrende ne kadar çeşit varsa o kadar..
İşte yiyeceklerin sınırsız çeşidini düşünelim.
İşte insanın sadece bir dilini lezzetlendirmek için bu kadar sınırsız nimetleri ihsan eden bu evrenin sahibi elbette insandan bir beklediği var..
O da sizin ifade ettiğiniz gibi şükür ve ibadettir.
Eğer bunu yapmaz ise insan dehsetli bir nankörlük etmiş olacağı için cezaya müstehak olur.