elbette ilgilendirir. şu konuda bir anlaşalım, bir insanın düşüncesi onun davranışlarına yansır. heleki din denilen şey çok büyük bir iddia ortaya atıyor ki hem hayat amacı hem de hayat tarzını komple değiştirmeni bekliyor, kendi kurallarını uyulmasını şart koşuyor.
dindar ve kendi inancına sıkı sıkı bağlı birini düşünelim. bu insanın yaşadığı dünyayı bir rüya yani gerçek olmayan bir evren olarak görür ve buna göre davranır. bu dünya için kalıcı bir şeyler yapma ihtimali azalır gibi geliyor bana. sonuçta sonsuz cennet için çalışmak varken neden bu dünyaya çalışayım ki diyebilir. hayattan bir beklentisi olmaz, daha çok öldükten sonra bir beklentisi olur ve en büyük amacı umreye yada hacca gitmek olur.
Yoldaş Karl Marx'ın da bir sözü var ki çok beğenirim "Din halkın afyonudur." demiştir. şükürcülük ve din adı altında insanları uyutmaya çalışanlar tarih boyunca hep olmuştur ve günümüzde devam da etmektedir. uyuyan insan daha kolay kandırılır, daha kolay yönetilir, daha kolay idare edilir. hatta şöyle bir istatiksel bilgi de vereyim, ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile dindarlık oranı, ters orantılıdır.
biraz "Dinleri" kötülüyormuşum gibi oldu ama kötülemek için yazmadım bu yazıyı. sadece dinin insan hayatındaki olumsuz yanlarının olduğunu, dinin insanların hayatını basitleştirdiğini düşünüyorum. bundan dolayı tanrı ve din felsefesi çok önemlidir.