Herşey bakış açısını değiştirip yerleşmiş kabulleri sorgulamaya bağlı. Örneğin siyahı bir renk olarak tanımlarız. Oysa siyah bir renk değil 'renksizlik' halidir. Çünkü siyah nesneler ışığı yansıtmaz ve dolayısıyla renk oluşmaz ve bu nedenle onları siyah olarak görürüz.
Başka bir örnek insanlar zebraları siyah çizgili olarak tanımlarlar veya kabul ederler. Oysa gerçekte zebralar beyaz çizgilidir.
kısacası bu insanlar, dahiler diğer insanlardaki bakış açısını ve kendi bakış açısını değistirip birşeyi sorgulayarak o şeye dair zihinlerinde yerleşmiş kabulleri değiştirirler.
örneğin Newton kimsenin sorgulamadıgı elmanın neden düştüğünü sorguladı ve çekim gücü olduğunu düşündü.
Einstein ise olayı daha da ileri götürerek elmanın düşmesi ile dünyanın elmaya doğru gitmesinin evrende aynı şey olduğunu keşfetti. Çünkü hareketin göreli olduğunu keşfetti ki Einstein dünyanın en büyük dahisi sayılabilecek kadar ışığın hızını hayal etmek gibi sıradışı bir çok düşünce keşfi yaptı. (Not: dünya uzerindeki nesneler için dünya referans noktası olduğu için elma dünyanın yer çekimi nedeniyle dünyaya doğru düşer. Einstein keşfinin ne kadar sıradışı olduğunu anlatmak bakımından bu çarpıcı örnekleme yapılmıştır. )
Bütün bunlar gösteriyor ki insan için en önemli şey yerleşmiş kabulleri sorgulamak ve yerine göre değiştirmek zihnin düşünce biçimi açısından en önemli şey.