İki görüş arasında temelde bir yaratıcı var ve yok kısmında ayrılma var. Ateistler için bir yaratıcı yoktur. Eğer biri bir yaratici olabilir diye ihtimal veriyorsa ateist değil agnostiktir. Kendisini yanlış tanımlıyordur. Çünkü bir agnostik bir yaratıcı varsa da bilemeyiz der, bilinemezcidir. Ancak yaratıcı olacağına bir şekilde ihtimal vermektedir. Atesitn bu konudaki yargısı kesindir, hayır yaratıcı yok hersey şuursuz doğanın eseridir der. Dolayısıyla panteizm ateizmden farklıdır. Çünkü panteizm doğanın kendisi de olsa bir yaratıcının varlığını sonuç olarak kabul eder. Panteizmde de kişiye göre bu doğa/tanrı görüşü farklılaşabilir. Ancak temelde bir yaratıcının varlığını kabul etmek bir bilinci de kabul etmeyi gerektirir. Doğadaki tüm tasarımlar hatta evrenin kendisi bu bilincin eseridir. Ancak evrenin başlangıcı varsa doğa tanrı görüşü de kendi içinde sorunludur. Çünkü evren tanrı ise evrenin başlangıcı tanrıya da bir başlangıç atfetmek demek olacaktır. Bu ise başlangıcı olan bir yaratıcı görüşüne neden olabilir. Bu açıdan panenteist görüş panteizmden daha tutarlıdır. Çünkü tanrıyı doğa ile veya evren ile sınırlamaz. Tanrının evrene aşkın olduğunu kabul eder. Bu yüzden panenteizm de evrenin başlangıcı olması tanrının başlangıcı olması sonucu doğurmaz. Ayrıca evrene aşkın bir yaratıcı görüşünde evren eşittir tanrı olmadığı için panenteist görüşte evrenin var olmadığı (dolayısıyla maddenin de var olmadığı) duruma kadar giden yaratıcı düşüncesi Tanrıyı maddeye aşkın olarak da kabul etme sonucunu da doğurur. Haliyle evren ve hiç birşey yokken Tanrı vardı düşüncesi için Tanrı herhangi bir madde ile veya maddi bir biçim ile tanımlanamaz bir varlığa dönüşür. Onun herhangi bir şekli veya biçimi olmaz düşüncesi ile Onu salt bir bilinç varlığa dönüştürebilir. Böylece sonsuz ve aşkın ve şekil ve biçimi olmayan Tanrı görüşüyle evrenin yaratılması ve varlığı da Bu bilinç içinde ele alınır. Yani herşey evren Onun bilgisinde yaratılmıştır. Bu yaratıcı şuur evrenin tamamına hakimdir.