Coğrafi keşifler, 15. yüzyılda başlayan ve dünya tarihinin akışını değiştiren önemli olaylardan biridir. Bu keşifler, Avrupalı denizcilerin deniz yoluyla Amerika, Afrika, Hindistan ve Asya’ya ulaşmalarını sağladı ve bu sayede yeni bölgeler keşfedilerek, ticaret faaliyetleri arttı.
Osmanlı Devleti de bu keşiflerden etkilendi. Osmanlı’da bu keşifler dönemi olarak adlandırılan ‘’yeniçeri devri’’nin başlangıcı 15. yüzyılın başlarıdır. Bu devirde Osmanlı Devleti’nin coğrafi keşiflere verdiği tepki oldukça çelişkilidir. Öncelikle Osmanlı Devleti, keşfedilen topraklardaki ticari faaliyetlere hakim olmak için deniz ticaretini kontrol altında tutma politikası izledi.
Bu politika sayesinde Osmanlı Devleti, ticari anlamda birçok alanda avantaj elde etti. Doğu Akdeniz’deki ticari hakimiyeti, Akdeniz’in kilit noktalarında kontrolü elinde tutabilmek için geliştirdiği askeri teçhizat ve donanım sayesinde arttı. Ayrıca Osmanlı, Hint Okyanusu’nda ticari faaliyetlerini artırmak için Cava, Manado, Maldivler ve Seylan Adası gibi önemli limanları ele geçirdi.
Osmanlı Devleti, coğrafi keşiflerin daha sonra fikri alanlara da yansımasını gördü. Bu dönemde Ayasofya gibi dini yapılar, Osmanlı mimarisindeki değişimle birlikte farklı stillerde inşa edilmeye başlandı. Ayrıca İstanbul’da, Osmanlı’nın coğrafi keşiflerin getirdiği malzeme ve kültürün etkisiyle birçok şirketler kuruldu.
Sonuç olarak Osmanlı Devleti, coğrafi keşifler dönemi boyunca önemli avantajlar sağladı. Deniz ticaretindeki hakimiyeti, ticari faaliyetlerdeki artışı, coğrafi keşiflerin fikri alanlara etkisi gibi sayısız faktör Osmanlı Devleti'ne yarar sağlamıştır. Tabi yararlarından çok zararı olmuştur o da başka bir sorunu cevabı.
1,228 görüntülenme