Sorduğunuz birçok soruya denk geldim ve hepsinde bilimi, Big Bang’in amacını/nedenini sorgulayıp sonuç olarak bir yaratıcının varlığına inanmaya varmışsınız. Sorularınızın hepsini cevaplamadan önce size şunu belirtmek isterim; eğer bir yaratıcının varlığına inanma gibi bir eyilimizi varsa inanınız ve neden aramayınız çünkü "inanç" ile "bilmek" arasındaki fark budur; inanmanız için bilmeniz gerekmez ve bir nedene ya da kanıta ya da bir mantığa da ihtiyacınız yoktur. İnanmak istiyorsanız, inanırsınız.
1) "Doğru bilgi"den kastınızın tam olarak ne olduğunu bilmemekle beraber bu kavram üzerine insanlık, var oluşundan beri fikir yürütüyor. Doğru bilgiye nasıl ulaşılacağı bir kenara, "bilgi" ya da "doğru" dediğimiz şeylerin var olup olmadığından bile emin değiliz. Bazı düşünürler hiçbir şeyin aslında doğru olmadığını, gözlemcinin perspektifine bağlı olduğunu ve böylece hiçbir şeyi mutlak şekilde bilemeyeceğimizi savunurlar. Örn: Big Bang'in nasıl oluştuğunu -şuan için- anlamıyoruz ve neden - sonuç ilişkisi dışında tutuyoruz, bu doğru da olabilir olmaya da bilir.
2) Klişe olacak ama doğru bilgiye ulaşmak için aradığınız bilginin her açısını, her boyutunu bilmeniz, incelemeniz gerekir çünkü aynı anda bu parçaların hepsi "doğru" ya da "yanlış".
3) Evet, yeterli zamana sahipse bilim, her şeyi açıklığa kavuşturabilir. Yine yeterli zamana sahipse insan da teoride her şeyi açıklığa kavuşturabilir. Şu an bir şeyleri açıklığa kavuşturamıyor oluşumuz bu durumun mutlak ve değişmez olduğu anlamına gelmez. Kitabın sayfalarını teker teker çeviriyoruz; dünyanın yuvarlak olduğunu öğreneli kaç zaman oldu ki? Bilim denilen şey zaten, evreni anlama ve çözme sanatıdır. Yeterli zaman mevcutsa.
4) Felsefe bize Big Bang'in nasıl oluştuğunu söyleyemez. Felsefe sonuç odaklı değildir, kesin cevapları, doğruları ya da yanlışları yoktur. Bu nedenle aslında hayatın her alanında gereklidir ama sonuçlara ulaşmak adına bir araç olarak değil; cevapları bilim sağlar, felsefe ise yolda eşlik eder.
5) Açıklamada eklediğiniz yaratıcı ile ilgili cümleler daha farklı konulara çıkıyor ve hepsini buradan uzun uzun yazmak insanlara biraz işkence olur :) bu konu hakkında söyleyebileceğim tek şey; inanmaktan korkmayın, inanmamaktan da korkmayın. İkisi için de bir bahaneye ihtiyacınız yok, önemli olan hangisinin size daha iyi hissettirdiği.
Umarım yardımı olmuştur,
Saygılarımla