Günümüzde zaman, 5. boyutun kendisi olarak görülmekte. Ancak soruda geçtiği üzere bu rölatif bir deneyime bağlı tanım. Yani -bize göre- öyle olma ihtimali var. Kütlesi olan isimlerin maruz kaldığı yapay bir boyut. Bir cisim kütlesini kaybederse (ışık hızına ulaşırsa), zamana maruz kalmaktan çıkar. Sebep sonuç, önce sonra gibi nedensellik sona erer. Bir ışık fotonu için olduğu gibi.
Ancak boyutlar arası etkileşim asla gözden kaçırılmamalı. Bunu gözönünde bulundurarak yorum yapmamız gerekiyor. Kütle azaldıkça, maddesel özelliklerin geri plana gidip, dalgasal özelliklerin ön plana çıkması durumu, aslında boyutlar arası flu alanlara işaret ediyor. Yani bir parçacığın, her an heryerde olabilmesi nasıl mümkünse, üst boyutlarda da farklı kurallar bütünü işleyişi olmak durumundaymış gibi görünmekte. Sanki zaman boyutu bunu anlamamız önünde kurulmuş bir perde gibi durmakta. İlerleyen teknoloji sayesinde parçacık düzeyindeki etkileşimleri gözlemleyebiliyoruz, zaman gibi bir sınır yok. Ancak üst boyutu bu şekilde ele alamıyor olmaktan dolayı bir gizem varmış gibi. FREKANS, hız, rölativite gibi konuları daha iyi anlamaya başladığımızda bize sınır gibi gelen konuları aşabileceğimizi düşünmemiz gerekir. Aslında olmadığımızı bildiğimiz, rölatif olarak deneyimleyip, küçük miktarlarda yolculuk yapabildiğimiz (zamanda yolculuk ışık hızına ulaşmadan da yapılır, ışık hızına ulaşmış olmak zamana maruz kalma limitinden çıkmak oluyor) bu fenomeni teknoloji ve bakış açılarının gelişimi ile farklı yönlerden ele alabileceğimiz aşikar. Her dönemin deli saçmaları, sonraki dönemlerin gerçeği olmuştur malum.