Komünist devrim ve sonuçları Türkiye için bir felâket olur.
Öncelikle ekonomideki tekelleri anlayalım. Komünist bir toplum düzeninde üretim araçları sadece tek bir kurumdadır, devletin elindedir. Devlet dışında birinin bir fabrika işletmesi ve üretim yapması kesinlikle yasaktır. Bunun anlamı, yediğiniz yemekten oturduğunuz koltuğa ve izlediğiniz televizyon kanalına kadar her şeyin devlet tarafından üretilmiş olmasıdır. Daha farklı bir alternatife geçme şansınız yoktur. Alternatifi kendinizin yaratmaya çalışması zaten katiyen yasaktır. Yani mevcut ürünlerden veya hizmetlerden memnun değilseniz alternatif sağlayıcıya geçemeyeceksiniz, devletin insafına kaldınız. Kapitalist sistemde durum tam tersidir, şirketler sizin isteklerinizi karşılamaya mecburdur ve şirketten memnun olmadığınız ilk an farklı bir şirkete geçebilirsiniz.
İkinci nokta şudur: bir hizmeti sadece ve sadece bir kurum sağlıyorsa ortada daha verimli çalışmaya ve daha iyi ürün üretmeye yönelik yeterli bir motivasyon yoktur. Devlet herhangi biriyle sektörde rekabet etmediği için ve dolayısıyla siz farklı bir yerden ürün alamayacağınız için oraya muhtaçsınız. Sizin oradan alıp almamanız da devlet için hiçbir şey değiştirmiyor. O hâlde bir ürünün daha fazla çeşidini daha kaliteli bir şekilde görmeyeceksiniz, tabii ortada bir ürün görebilecek kadar şanslı olursanız. Çünkü komünist bir ekonomik sistem ülkelerin verimini dramatik bir şekilde düşürür. Aşağıdaki makaleden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ndeki özel sektöre ait tarım alanı ile devlete ait tarım alanının veriminin karşılaştırılmasını okuyabilirsiniz. Toprağın %3 civarı özel mülkiyete ait iken birçok ürünün neredeyse yarısı buralarda üretilir. Yani %97'lik devlet toprağı, %3'lük özel toprağa anca yetişebilmektedir.
Ürettiğiniz ürünün meyvelerini kendinize saklayamazsınız. Herkes istese de istemese de eşit olacağı için sizin çalışmanız ile bir başkasının karnı doyar. Bu durumdan memnun değilseniz itiraz etme hakkınız yoktur. Bu, sadece, başkasının karnının doymasını istiyorsanız hoştur. Ancak o zaman da komünizme ihtiyacınız yok, gidin bağış yapın.
>''herkes devlet için çalışır ve vergi olmaz'', tabii, çünkü zaten üretiminiz devlete aittir. Üretiminizden devletin bir pay alması (aka vergi), üretiminizin tamamen devlete ait olmasından ve başkalarına dağıtılmasından daha tercih edilesidir.
Devlet harcama yapmazdı, çünkü komünist sistemde bir para mekanizması yoktur. Devlet sadece üretim yapar. Her şey ona ait olduğu için neyi ne kadar üreteceğinin kararı da sadece ona aittir. Devlet isterse sarı ördek üretir, isterse cephane. Para olmadan üretim yapmak neye ihtiyacınız olduğunu bilemeyeceğiniz anlamına gelir - yani üretilen ürünlerin insanların talebini karşılamıyor olma ihtimali gayet yüksektir.
Bir ülkenin her şeyini tamamen kendi kendine üretmesi de iyi bir şey değildir. Savaş ihtimalini arttırmaktadır. Küresel bir ekonomi ülkelerin birbirine saldırmasını çok daha tehlikeli kılar (çünkü birçok ülke ile alışveriş yaparsınız, savaş durumunda bunların hepsini kaybeder ve ekonomik çöküşe gidersiniz) ancak herkesin zaten kendi kendine yaşadığı bir dünya düzeninde diğer ülkenin kaynaklarına hakim olabilmek için savaş açmak çok daha mâkûldür.
Kaynaklar
- J. W. de Pauw. The Private Sector In Soviet Agriculture (Sovyet Tarımında Özel Sektör). (11 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 11 Eylül 2021. Alındığı Yer: doi: 10.2307/2493038. | Arşiv Bağlantısı