Evren zaten biyolojik organizmaların algılarının tamamen dışında bir yapıya sahip. Niye?
Her organizma, yaşamda kalma üzerine evrimleştiği için algısal kapasitesi bu amaca hizmet etmek üzerine gelişmiştir. Her tür, kendi yaşam koşullarına uyumlanmıştır.
Bu açıdan bakarsak, algısal kapasitemizin evreni algılaması oldukça uzak bir beklentidir. Bilimsel olarak buna UMWELT denmektedir. Organizmalar, evreni algısal kapasitelerinin izin verdiği kadarıyla değerlendirebilir, aslında olduğu haliyle değil. Diğer yandan boyut algımız 3+1 ile sınırlı, zaman boyutuna sadece maruz kalıyoruz. Bu da oldukça sınırlayıcı bir durum. Bir saniye sonra ne olacağını bilmeden yaşamaya devam edebiliyoruz, çünkü bunu sürekli yaparak alıştık. Oysa oldukça trajik bir hapis. Mekanda hareket edebiliyor ama zamanda hareket edemiyor olmak, bu hapsin bir yan etkisi.
Kütle sahibi olmanın neden olduğu bu hapis olma durumu, zaten yüzde 4-5'i madde olan evrenin, ışığın 10milyarda 1ini gören bir tür için solucan olduğunu kabullenmek kadar sorunlu bir durum. Gördüğümüz üzre, biyolojik kapasitemizdeki bu korkunç sınırlılık durumu, yaşamda kalmamıza yettiği için normalmiş gibi geliyor bize.
Evrenin bizim algıladığımız şekilde olmasının imkansızlığı, kendi varlığımızdan bile önde gelen bir somutluk olarak değerlendirilmeli.
Kaynaklar
- Sara Asu Schroer. Jakob Von Uexküll: The Concept Of Umwelt And Its Potentials For An Anthropology Beyond The Human. (7 Eylül 2021). Alındığı Tarih: 7 Eylül 2021. Alındığı Yer: trandfonline.com | Arşiv Bağlantısı