Genelde bize geçmişte yaşamamamız geleceğe odaklanmamız söylenir. Ama konu bu kadar da basit değil.
Genelde çoğu negatif duygumuz geçmişe yöneliktir. Üzüntü gibi. Maalesef üzüntü duygusu kalıcı olarak bastırılamıyor. İnsan kendi isteyerek yaptığı şeyler için üzülemez. Ancak başkalarını üzebilir. Bu yüzden hayat amacımız üzüntüleri gidermek olmamalı. Çünkü sorumlusu bizler değiliz. Yani bu yüzden geçmişe odaklanmamalıyız.
Geleceğe yönelik olan da bir negatif duygumuz var ki hayatımızı önemli ölçüde etkiliyor. Korku. Ama iyi haber şu ki: yok edilebilir. Tabiki insanda olması gereken korkular da var örneğin yanacağını bile bile ateşe dalmazsın. Ama bazı korkular insanı üzüntüye sürükler. Bu yüzden bana göre korkuları yenmek çok yerinde bir hayat amacı.
Korkunun yenilmesi için bazen korkulan şeyin tecrübe edilerek yenilmesi gerekir. Bu korkular bi anda biter ama tecrübe etmeden hemen önce korku hat safhaya ulaşır (örn: roller coaster korkusu, hayvanlara temas etme korkusu). Ama bazı korkuları yenmek belli bir süreç ister (örn: kavga etme korkusu, aile korkusu, karşı cinsle konuşma korkusu) ama bu süreçte alınan zevk ve gelişim gitgide artar. Dolayısıyla özgüven de artar ve bu da daha yeni amaçlara kapı açar. Kendi tecrübeme göre bu süreçte yerini bilmek çok önemli:
Mesela diyelim bir insanın vücudu kötü ve sergilemekten çekiniyor. Sürecin sonuna atlayıp kötü vücudunu sergilemesi ona sadece yeni kokular doğurur ve sonuçta da telafi edilemeyecek üzüntü duygusuna yol açabilir.
Ya da tam tersi de olabilir: yani vücudunu cidden iyi hâle getirmiştir ama yine de hâlâ çekinmektedir. Bu da uzun vadede kazandığı özelliği yitirmesini sağlayabilir ki bunun nedeni genelde yanlış çevredir. (Dersleri iyi olan öğrencilerde sıkça görülen bir durum bu)
Yani kısacası bence korkuları yenmek için sıkı çalışmak iyi bir hayat amacı olabilir.