Merhaba,
Ben her iki düşünceyede katılmakla birlikte düşünce faaliyetinin yani felsefenin bilimin temeli olduğu gerçeğini hatırlatarak, sadece Thales ve Anaksimandros gibi antik yunan doğa filozofları değil günümüzde bile örneğin bilimsel bilgiye ulaşmak konusunda Karl Popper gibi filozofların epistemoloji alanındaki görüş ve metotları hakimdir.
Bilindiği gibi antik yunanda bilim, felsefenin kapsamı içinde değerlendiriliyordu. Tabii ki zamanla bilim kendi yolunda ilerledi ve felsefeden tam olarak olmasada ayrıştı. Bu arada şunuda eklemeliyim ki paralel evren teorileri, sicim teorisi gibi yaklaşımlar ,bilimin, felsefenin alanına girdiğinin kanıtıdır. Yani bana göre bilim-felsefe katı bir şekilde ayrışmaz, geçişlilik arz ederler. Demek istediğim aklı, düşünceyi yani felsefeyi bilimsel bilgiye göre eksik ya da düşük görmeden önce Ampirizm-Rasyonalizm çatışmasının incelenmesi gerekir.
Deney ve gözlem (Ampirizm) nesnel olması bakımından ve medeniyetimize sunduğu katkı bakımından en güvenilir bilgi türlerinden biridir. Fakat kesin bilimler dediğimiz Geometri ve Matematik tamamen insan aklının bir ürünüdür ve tam olarak dogru ve kesin bir bilgi türüdür. Doğada deneye tabi tutabileceğimiz sayılar yada üçgenler yoktur ama yinede en kesin bilgi aklın kendisinden çıkıp aklın zorunlu olarak onayladığı bilgi türüdür. Örneğin basit bir matematiksel işlem ya da pisagor teoremini düşünebilirsiniz.
Saygılar
245 görüntülenme