Kişi hangi işi doğru ve huzurlu yapıyorsa o mesleği yapması daha doğrudur. Bu konuda ısrarcıyım ve altını yeniden çizerek söylemek istiyorum: kişinin yapabildiği ve yaparken keyif duyduğu işi mesleği olmalıdır.
Para kazanmak yalnızca yapılan işin bir karşılığıdır. Eğer o işi sizden başka kimse yapamıyorsa daha büyük bir iş yaptığınız anlamına gelir ve daha çok para kazanırsınız. Örneğin piyasa yazılımcı az bulunduğu için bugün yazılımcılar yaptıkları işten ziyade sayıları az olduğu için daha yüksek ücretlerle çalışıyorlar.
Anlaşılan o ki para kazanmak için az yapılan bir işte bulunmak gerekiyor. Yani işini en iyi şekilde yapan ve kaliteli bir iş çıkaran insanlar daha çok para kazanacaktır. Çünkü onlardan piyasada az bulunur. Eğer herkes kaliteli iş yaparsa diye endişelenmeyin çünkü bu durumda kalite standartları değişeceği için artık daha da kaliteli yapanlar az bulunacaktır. Ancak şunu düşünün: işini kötü yapan bir yazılımcısınız çünkü sırf para kazanmak için o meslektesiniz. Evet bundan 10 yıl sonra bilgileri geride kalan ve kalitesiz iş yaptığı için bilin bakalım kim kovulacak? Bildiniz, siz. Olay para kazanmakta veya meslekte değil işini iyi yapmakta. İyi yapmak pek çok açıdan kaliteli yapmakla eşdeğerdir. Bugün üretimi ve satışı yok ama bir yerden bulabilirseniz şu kitabı okumanın kalitenin ve işin doğru yapılması açısından herkese yardımcı olacağını düşünüyorum:
Rafael Aguayo - Japon Muciesinin Mimarı - Japonlara Kaliteyi Öğreten Amerikalı Dr. Deming - Form Yayınları - 1993 - ISBN: 9789757701309
Kitapta bir işi kaliteli yaptıkça artan kardan bahsediliyor ve derinlemesine açıklanıyor. Buna öncülük eden kişi olan Dr. Deming özelinde de örnekler veriliyor. Dr. Deming'in kalite konusunda yaptığı ve dönemiyle çok ters düşen çalışmaları ve düşünceleri Japonlar tarafından kabul görüyor ve bugün hala devam eden hepimizin bildiği Japon kalitesini ve memnuniyetini ortaya çıkarıyor.
Tüm bunlarla birlikte kendi deneyimimden söz edeyim:
Ben şehir ve bölge planlama bölümü okuyorum. Bu bölümü okumamın nedeni bu işe bir tutkumun olması, kendimi bunu yapabilecek kadar yeterli ve diğer mesleklere göre bu meslekte kendimi daha başarılı görmem. Aynı zamanda çoğu zaman 24 saatimi çalışmaya harcasam da mutsuz olmuyorum çünkü çektiğim her çizgi, düşündüğüm her plan kararı beni mutlu ediyor. Petrol mühendisi de olabilirdim ancak bu işten keyif almazdım. Çevremde sürekli matematik hesapları yapmak yerine sosyal konularla doğrudan ilintili olmayı daha çok seviyorum. Ancak bir başka tanıdığım kişi eline kağıt kalem alıp da boruların içinden sıcak su geçerken ne kadar genleştiği konusunda akla gelmedik hesaplamalar yapmaya bayılıyor. Onun mesleği benimkinden daha çok para kazanıyor. Ya da bir başka örnek: üniversite sınavında benimle aynı sıralamaya sahip arkadaşım adı "nükleer enerji mühendisliği" olan çok havalı bir bölüme gitti. Benim bölümümün kaç yıllık olduğunu bile insanlar bilmiyorken söylediğimde sırf üzülmemem için güzel bölümmüş demelerine karşın "nükleer enerji mühendisliği" okumak çok daha çekici görünüyor, öyle değil mi? Benim için değildi elbette.
Tüm önemli olan kişinin kendisini bulması ve memnun olduğu işi saptayabilmesi. Ülkemizdeki pek çok öğrenci (kişisel deneyimlerime göre %96) bunu başaramıyor. Sonra da hiç kimsenin işini doğru düzgün yapmadığı, herkesin nedenle birbirine kızdığı bir toplum oluşuyor. Ne yazık.