İyi günler. Evrim Ağacı'nın konuya ilişkin çok güzel bir videosu var:
Videoda biyolojik anlamda evrimin bir bölgenin kaderini nasıl belirlediği anlatılıyor. Ve bildiğimiz gibi biyolojik, sosyolojik, psikolojik vb. her anlamda evrim dediğimiz mekanizma çevresel koşullarla yakından ilişkilidir. Ve bu mekanizma da siyasi kampanyaların düzenlenmesini pekâlâ belirleyebilir. Örneğin X bölgesine adaylığını koymuş A ve B partileri çeşitli siyasi kampanyalar yürütüyorlar ve bu kampanyalarla halk tarafından sempati oyunun çoğunluğunu toplayan parti kazanıyor. Sempati oyu kazanmak ise o bölgenin sosyolojisini ve gelişim imkânlarını ve dolayısıyla halkın ihtiyaçlarını iyi tespit edebilmekle alâkalı.
Siyaset, toplumla bireysel olmayan bir ilişki kurmayı hedefler. Ancak siyasiler çoğunlukla sempati kazanmak için bu ilişkiyi bireyselmiş gibi gösterirler ve sanki olması gereken buymuş gibi yansıtırlar. X siyasetçisinin Y siyasetçisini politik olmayan özel hayatındaki tercihleri yüzünden halk önünde yermesinin sebebi budur. Bir belediye seçiminde her ne kadar mevzu bahis olması gereken bugün ve yakın gelecek olsa da toplumsal ön yargılar geçmişe sıkı köklerle bağlıdırlar. Bu da siyasilerin, rakip partinin veya ideolojilerinin geçmişini karalaması suretiyle "kirli siyaset" yapmakta bir beis görmemesi ile sonuçlanır.
Geçmişte bir siyasetçi o bölgenin üzerine "güneş gibi" doğmuştur ve çoğunluğun takdirini ve sempatisini kazanmıştır. Hangi coğrafyada olursa olsun toplumsal olarak kabul görmüş bir liderden vazgeçmek insan toplulukları için kolay değildir. Değişim vaat eden siyasetçi sıkıntılı bölgeye adımını attığında "ben bu ideolojiye sahibim ve dolayısıyla sizin iyiliğinizi düşünüyorum" demez. "Ben sizin iyiliğinizi düşünüyorum ve ideolojim bu" der. Kabul gördükten sonra ideoloji ile alâkasız eylemlerde bulunsa bile birkaç güzel hizmet yaptıysa o bölgenin zihnindeki o ideolojiyi olumlu anlamda besler. Seneler sonra değişim isteyen rakip siyasetçi geldiğinde eğer halkın zihnindeki bu "iyi" ideolojinin zıddı bir ideolojiye sahipse "kötü" kabul edilir.
Doğu Anadoluda bir şehirdeki A Partisi Belediye Başkanı bir sonraki seçim döneminde tekrar kazanabilmek için rakibi olan B Partisinin kendi yönetiminden iyi bir yönetim sergileyemeceğini seçmene kanıtlamalıdır. Bunun içinse somut örneğe ihtiyacı vardır. Mesela Ege Bölgesinde B Partisinin yönetiminde olan belediyenin hizmetindeki eksiklikleri örnek olarak verebilir. Bununla da kalmayıp B Partisine oy veren halkın yaşam tarzının kabul edilemez olduğu fikrini seçmene aşılayarak kendisine oy verilmesini bir çeşit vatanseverlik ve gelenek bekçiliği olarak dikte edebilir.
Dolayısıyla, Bauman'ın da Sosyolojik Düşünmek kitabında belirttiği gibi kurulmaya çalışılan bir iç grupta birliği sağlayabilmek ve/veya koruyabilmek için karalanacak bir dış grubun icat edilmesi pratik olarak bir zorunluluktur.
Dış grup, tam da iç grubun kendi hayali zıddıdır ve iç grubun özkimliği, tutarlılığı, kendi içindeki dayanışması ve duygusal güvenliği için ona ihtiyacı vardır. İç grubun ihtiyaçları çerçevesinde işbirliğine hazır olmak adeta bir karşıt ile işbirliğini reddetmenin gerekçesidir. Böyle bir grup yoksa bile, kendi sınırlarını çizmek ve korumak için, kendi içinde sadakati ve işbirliğini temin etmek için bir düşman varsayması gereken grubun tutarlılığı ve bütünlüğü aşkına icat edilecektir. (Bauman, 2017: 58)
Eğer düşünülen iç grupta dayanışmanın kurulması bir dış gruba karşı düşmanlığın vazedilmesi ve uygulanması eşliğinde yürütülmüyorsa, büyük ölçekli bir iç gruba sadakat aşılama yönünde hiçbir çabanın başarı şansı yoktur. (a.g.e: 63-64)
Kaynaklar
- Z. Bauman. (2021). Sosyolojik Düşünmek. ISBN: 978-975-539-196-0. Yayınevi: Ayrıntı Yayınları. sf: 58-63-64.