Gerçeği nasıl tanımlarsın? Eğer hissedebildiğin şeylerden bahsediyorsan, koklayabildiğin, tadabildiğin ve görebildiğin, o zaman gerçek, basitçe beynine iletilen elektronik sinyallerdir. -Morpheus, Matrix
Descartes, Meditasyonlar isimli kitabının bir bölümünde gerçekliğin ne olduğunu sorgulamıştır. Bunun için de ilk iş olarak bildiği her şeyin yanlış olduğunu kabul etmiştir.
"Bugüne kadar en doğru ve güvenilir olarak kabul ettiğim her şeyi duyulardan ya da duyular yoluyla öğrendim; bazense bu duyuların aldatıcı olduğunu deneyimledim, öyleyse bizi bir kez aldatmış olan şeylere asla tam anlamıyla güvenmemek ihtiyat gereğidir."[1]
Bu varsayımda bulunduktan sonra kendisinin aldatılmaya ne kadar açık olduğunu fark ediyor ve onu aldatmaya çalışan bir "kötü cin" benzetmesi oluşturuyor.
"Eğer beni aldatıyorsa, öyleyse var olduğuma hiç kuşku yok, istediği kadar aldatsın beni, ben bir şey olduğumu düşündüğüm sürece, bir şey olmamamı asla sağlayamayacaktır. Öyle ki her şeyi iyice düşünüp, özenle inceledikten sonra, "Ben'im, Varım" önermesini her ileri sürüşümde, onun zorunlu olarak doğru olduğu sonucuna varmak ve bunun değişmez olduğunu kabul etmek gerekir."[1]
Bütün bu varsayımlardan sonra her şeyin gerçekliğinden şüphe duyuyor ve tek gerçekliğin kendisinin düşünüyor olduğu sonucuna varıp, o ünlü "Düşünüyorum, öyleyse varım." cümlesini kuruyor.
Bu düşünceler ışığında, simülasyon teorisini de göz ardı etmemek gerekir. Bu teori, aşırı gerçekçi simülasyonlarla yaşam barındıran bir evren oluşturulma olasılığını değerlendirir. Bunun için şu varsayımlar yapılmalıdır:
- Evrendeki her şey simüle edilebilir olmalıdır.
- İnsanın evrendeki yeri özel olmamalıdır.
- Teknoloji, yıkıcı yönde ilerlememelidir.
İşte bu üç öncül varsayım doğruysa, karşımıza çok ilginç bir durum çıkıyor. Evren'in uçsuz bucaksız zamanı, hatta Evren'den "öncesi" varsa o noktada da bilinçler ortaya çıkmış, evrimleşmiş, karmaşıklaşmış, medeniyetler inşa etmiş olmalılar. Bu medeniyetler, elbet bir noktada kendi geçmişlerini simüle etmek istemiş olmalılar. Nasıl ki biz evrimsel biyoloji için simülasyonlar yapıyoruz, kozmolojik tarihi aydınlatmak için simülasyonlar geliştiriyoruz, bu insan-ötesi evredeki süperzeki canlılar da bir noktada simülasyonlar geliştirmiş olmalılar. Ve bu doğruysa biz, neredeyse kesin olarak bir simülasyonun ürünüyüz.[2]
Halihazırda durum böyleyken neyin tam anlamıyla gerçek olduğunu, hatta gerçekliğin var olup olmadığını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Kaynaklar
- R. Descartes, et al. (2016). Meditasyonlar.
- Ç. M. Bakırcı. Simülasyon Teorisi Nedir? Bir Simülasyon İçinde Yaşıyor Olabilir Miyiz?. (21 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 2 Mayıs 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı