Elbette. Zaten evrim böyle bir şey işte. 2003'te SARS diye bir virüs vardı. Bu virüsü baskıladık; ancak virüs yok olmadı. Yarasa gibi hayvanların bedenlerinde üremeye ve yayılmaya devam etti. Burada yepyeni bir türe, SARS-CoV-2'ye evrimleşti. Düşünsenize, bu iki virüs arasındaki genetik benzerlik %96 civarında. İnsan-şempanze benzerliği bundan bile yüksek (%98.77)! SARS-CoV-2 diye bir virüs 2003'te yoktu. Yani evrimsel süreçte yeni bir tür yaratılmış oldu.
Bu virüs insan toplumlarında çok hızlı ve rahat bir şekilde yayılabildiği için üzerinde seçilim baskısı düşüktü. Bu nedenle 1 yıl boyunca rahat rahat yayıldı, bu sırada yeni savunma sistemleriyle karşılaştıkça yeni seçilim baskıları altında kaldı. İnsanlar virüsü dizginlemeye çalıştıkça, virüs üzerindeki baskı arttı. Bu da evrim hızını arttırdı. Aynı zamanda coğrafi olarak da çok yayıldığı için, izolasyonlar belirmeye başladı. Bu, türleşme hızını arttırdı.
Şimdi yeni koronavirüs soy hatları evrimleşiyor. Bunların bir kısmı SARS-CoV-3'e de dönüşebilir, SARS-CoV-2 içindeki varyantlar olarak da kalabilir, eğer yeterince aktif mücadele edilirse yok da olabilir. Bunu zaman gösterecek. İnsanlar arasında aktif bulaş devam ederken, yani izolasyonlar yokken, türleşme daha yavaş olan bir süreç. Dolayısıyla muhtemelen aynı türün farklı soy hatları olarak kalacak. Ancak yeterince mutasyon biriktiğinde, nasıl ki SARS-CoV-2'ye "SARS-CoV ile aynı virüstür" diyemiyoruz, bu yeni türe de belki "SARS-CoV-2 ile aynı virüstür" diyemeyeceğiz. Bu, türleşmedir.
İnançlardan falan neden bahsettiniz, biliyorum ama anlamıyorum. Bunun dini inançlarla bir ilgisi yok. Sıradan bir doğa yasası, gözümüzün önünde işliyor. Kütleçekiminden ya da gazların kinetiğinden farklı bir şey değil evrim.