Bu yazdığınızın oldukça isabetli bir teori tanımı olduğunu söyleyebilirim, evet. Basitleştirilmiş basamaklar şöyle:
- Bir veya birkaç gözlem yapılıyor. Eğer gözlem araçlarında veya gözlemde hata yoksa, bunlar "gerçekler" (yasalar, ilkeler, prensipler, vs.). Evren'de olan biten, bizim onları anlayıp anlayamamızdan, açıklayıp açıklayamamamızdan bağımsız olan, tarafsız partilerce aynı şekilde gözlenebilen doğa olayları. Bunlar, "Ne oluyor?" sorusunun cevabı.
- Bir gerçeği gözlemek, o gerçeğin neden ve nasıl o şekilde olduğunu açıklamaya yetmiyor. Dolayısıyla "Şöyle olabilir." veya "Böyle olabilir." diyorsunuz. Akademik geçmişinize veya sahadaki deneyiminize dayalı olarak, kendinizden önce gelenlerin biriktirdiği bilimsel bilgiden gücünü alarak yapılan bu eğitimli tahminlere hipotez deniyor. Bu hipotezler tamamen veya kısmen hatalı olabilir; tamamen veya kısmen doğru da olabilir.
- Genelde bir doğa olayının tekil bir nedeni veya açıklaması olmuyor. Birçok farklı alt başlığı, açısı, vs. oluyor. Dolayısıyla o gerçeğin neden ve nasıllarını açıklamak için birden fazla hipotez inşa etmeniz gerekiyor. Keza, tekil bir olayı da kimi zaman birden fazla hipotezle açıklamak mümkün olabilir. Gerçeğin ne olduğunu bilmediğimiz için, olası birkaç hipotez geliştirmek mümkün.
- Bu hipotez veya hipotezlerimizi bilimsel deneylerle sınıyoruz. Bu sınama sırasındaki amacımız, temel düzeyde hipotezin doğruluğunu göstermek, ama bunu yaparken hemen sonrasında onu yanlışlayacak her şeyi denemek. Çünkü hipotezi 1 kez doğrulamak size ümit verir; ancak tekrar tekrar aynı şeyi doğrulamanın anlamı yok. Amaç, o hipotezi çürütecek tüm olasılıkları deneyip, çürütmeye çalışmak.
- Hipotezler bu zorlu sınavı (hem sizin uyguladığınız, hem de sizi haksız çıkarmak isteyenlerin kendilerince uyguladığı sınavları) her seferinde geçtikçe, o açıklamaya olan güvenimiz artıyor. Bu noktada o hipotez, bir gerçeğin/olgunun neden ve nasılını başarıyla açıkladığı için teori olarak adlandırılabilir. Kitapta "tek hipotez içeren teoriler" derken söz ettiğim buydu mesela.
- Ayrıca bu nokta, bilimseverler arasında hipotez ve teori konusunda en çok muğlaklığın olduğu aşamadır. Bilim insanları da pek umursamazlar. Mesela Çoklu Evrenler bir hipotez mi, teori mi? Sicim Teorisi, gerçekten bir teori mi, hipotez mi? Simülasyon Teorisi mi demek gerekir, hipotezi mi? Pedantik olmak isterseniz, buna takılabilirsiniz. Semantik olaraksa bir sorun yok, istediğinizi deyin. Önemli olarak iyi niyetli bir ikinci partiye (karşı tarafa) demek istediğinizi anlatabilmek.
- Ancak neredeyse hiçbir zaman, hiçbir bilimsel gerçek (temel gözleme dayanan olgu), tek açılı değildir; bunu yukarıda da demiştim. Bir dolu alt başlığı vardır. Bunların tek tek mekanizmalarının, neden ve nasıllarının açıklanması gerekir (elektromanyetizmayı düşünün mesela; sadece "elektrik akımı" veya "sadece manyetik alan"a indirgenemez, davranışlarının binlerce farklı detayı var). Bunlar için yukarıdaki süreç tekrar tekrar işletilir ve her bir açı için test edildikçe çürütülemeyen, dolayısıyla güç kazanan hipotezler belirlenir.
- Meşhur ve büyük teoriler (Evrim Teorisi, Büyük Patlama Teorisi, Kuantum Teorisi, Devre Teorisi, Makina Teorisi, Hücre Teorisi gibi), bünyelerinde bu şekilde milyonlarca farklı kişi tarafından, yüz binlerce farklı açıdan, on milyonlarca defa test edilip de çürütülememiş hipotezleri barındırır. Bu teorilerin geçmişinde, çürütülmüş olan da yığınla hipotez bulunur. Bu teorilerin bünyesinde, henüz güvenilirliği muğlak olan çok sayıda hipotez de vardır. Ama nihayetinde bu teorilerin hepsinin ortak noktası, Evren'e dair bir parçanın neden ve nasıllarını başarıyla açıklayabilmesi, o konu hakkında geleceğe veya geçmişe dönük başarılı tahminlerde/öngörülerde bulunması ve bilim insanlarının bir sonraki gerçekleri keşfetmesine kapı aralamasıdır.
Olay bundan ibaret.
Daha fazlası için, bu yazıdaki görsel incelenebilir.
Tüm Reklamları Kapat
422 görüntülenme