Yalnız olmak bir tercihtir. zorunluluktan öte. Kimse yalnız olmak için doğmaz ama hayatın getirileri kadar da götürüleri olduğu için yalnızlığı tercih eder insan.
Yalnızlığı da açmak gerekir aslında. ''Kaç arkadaşın var ?'' dediğimde aklına en az bir kaç kişi gelir bu da senin verisel olarak yalnız olmadığını gösterir. Peki bir de şöyle sorayım. Gerçekten seni anlayan, önyargılı davranmayan, iyi kötü her zaman yanında olan, birbirinizi düşüncelerinizle olgunlaştırdığınız, kendinize rota çizdiğiniz ve karakterinizin oluşmasında yardımcı olan, seni kendi düşünce tarzından ayırıp bambaşka yollara sevk etmeye çalışmayan ''Kaç arkadaşın var ?''. Düşün düşün iyice düşün. Kriterleri bir göz gezdir. Ölç biç. İşte bu zaman insan YALNIZ olduğunu anlıyor. İsterse yanında onlarca arkadaş olsun. Oturup düşündüğünde hayatında böyle biri olmadığını görünce Yalnız oluyor ya da olamayacağını görünce. Çünkü tam olarak tanıdığım dediğin biriyle bile ayrı düşüyorsun ve yalnızlığı tercih ediyorsun. Ne kadar az insan o kadar huzur diyorsun. Bu da seni Yalnızım düşüncesine itiyor. Ama ben hiç bir zaman yalnız olunmayacağı düşüncesindeyim. Dostun bir kuş bir kedi bir köpek ya da kitaplar olabilir hem de en iyisinden. Bunlarda kendini ve mutluluğu bulabilirsin. Ama insan olarak bir ''arkadaş'' bulmak gerçekten çok zorlandı. Bu konuda sana katılıyorum.
Bu yüzden az olsun ama öz olsun. Birbirinize bağlanmak için bir çok sebep varken gerçek arkadaşlarınızı eğer bulduysanız bir kalemde silip atmayın. Gerekene gerektiği değeri verin.
Şahsi düşüncemdir.
Sağlıcakla kalın